güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

23 NİSAN KUTLAMALARININ BUGÜNKÜ GÖRÜNÜMÜ VE KÖKENİ

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:48
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:48

Çünkü bir kısım Osmanlı vatandaşı devleti yönetenler gibi umutsuzluğa düşmüş artık rakip devletlerden birine yapışıp ona bağlanmayı düşünürken bir kısım vatandaşımızda yeniden mücadeleye atılıp Türklüğün 2. Anavatanı haline gelmiş Anadolu’da bağımsız son bir Türk devleti kurma çalışmalarına başlamanın zamanının geldiğine inanmıştır. Bu 2 grubun birbiriyle çatışması kaçınılmazdır. Bu 2 gruptan yeni devlet kurma fikrinde olanlar yer yer direniş örgütleri oluştururken karşıt grup yanlıları galip devletlerle işbirliğini kolaylaştırmak onlara daha fazla yararlanmak için dernek ve teşekküller oluşturmaya başlamışlardır. Bir yandan da azınlık denilen gruplar aynı çalışmalara yönetilince ülkede daha doğrusu Anadolu’da zararlı ve yararlı cemiyetler diye cemiyetler sistemini ortaya çıkarmışlardır.Mavi mira, kontus kürttealli islamtealli gibi cemiyetler ve hürriyet itilaf fırkası gibi fırkalar bu fırka görüşüne yakın görüş sahibi olup ittihak terakki düşmanı pek çok dernek ve fırka zararlı cemiyetler olarak tarih sahnesinde yer alırken karşılarında reddi ilhak ve kuvai milliye dernekleri şeklinde genel olarak adlandırabileceğimiz faydalı dernek ve cemiyetlerde onların karşılarındaki yerini almışlardır. Osmanlı padişahı ve yönetimi kendini ve kaderini itilaf devletlerinin kollarına terketmişken onlarla işbirliğine yönelmişken Çanakkale’de yıldızlaşan Mustafa Kemal ve onun gibi düşünenler reddi ilhak ve kuvai milliye cemiyetlerini esas alarak milleti bunlarla örgütleyerek bağımsızlık savaşına hazırlığa başlamışlardır. Bu hazırlıklar onları harekete geçmeye zorlamış Mustafa Kemal 19 Mayıs 1919 da samsuna çıkmakla söz konusu bağımsızlık savaşının liderliğine talip olduğunu göstermiş. Amasya tamimi Erzurum kongresi Alaşehir ve Balıkesir kongreleri Erzurum kongresi ve sivas kongresi gibi evrelerden geçen Mustafa Kemal ve arkadaşları yani kurtuluş harekatının bir başka tabirle Kuvai milliyenin tepe kadrosu Türk milletini örgütlemiş bir yandan silahlı güç sahibi yaparken bir yandan da bu gücü yönetecek mekanizmayı oluşturacak yönetimi hazırlayacak çalışmalara yönelmişlerdir. Bu amaçla hareket eden Mustafa Kemal nasıl doğuda en kuvvetli Osmanlı askeri gücü olan 15. Kolordunun bulunduğu ve güçlü bir milli uyanış içerisinde bulunan Erzurum’a gidip oradan ve oradaki kongreden aldığı destekle Sivas kongresinin yapılacağı Sivas’a yönelmişse oradan da eldeki sağlam bir askeri teşkilat olan 20. Kolordunun bulunduğu Ankara yönelmiş o gücün vereceği emniyete dayanarak kurtuluş savaşını yönetecek ve daha sonrada getireceğin rejimin kuracağı devletin yönetim şeklinin temel organı olacak Türkiye Büyük Milliyet Meclisini Ankara’da açmayı düşünmüştür. Daha Amasya tamimiyle seçilmelerini istediği öncelikle kongrelerine katılmalarını kabul ettiği millet temsilcilerini Ankara’da toplayarak 23 Nisan 1920’de TBMM’yi açmıştır. Bu meclisin açılışının en önemli özelliği Türk milletinin ilk defa oluşup kesintisiz olarak kendisini yönetecek bir meclis olmasıdır. Türk milleti ondan öncede birtakım geçici devletler kurmuş bu devletlere devleti idare edecek halk adına icraat yapacak geçici meclisler geçici yönetimler sahneye koyabilmiştir. Ancak hiçbiri TBMM kadar uzun süreli olamamıştır. Ne Batı Trakya Cumhuriyeti ne Güney Batı Kafkasya cumhuriyeti ne Kırım’da ne Azerbaycan’da kurulan geçici Cumhuriyetler uzun ömürlü olabilmişmiş. Ne de Türk Milletine kendi kendini yönetme hakkını verebilmişlerdir. Tekrar vurgulamak isterim ki Türk milleti ilk ve son olarak Cumhuriyet rejimi denilen rejimle kurulan devleti kesintisiz yaşatabilecek bir teşekkül olamamışlardır. Bu yüzden TBMM Türklüğün ilk devamlı meclisi olmuştur. Gerçi bugün Atatürk’ü kötülemek maksatlı bazı çevreler gerek gazetelerden gerek televizyon erkanlarından yaptıkları yayınlarla güney batı Kafkasya yönetimi meclisini gerek batı Trakya cumhuriyeti meclisini Türklerin ilk meclisi bu meclislere dayalı hükümetleri Türklerin ilk Cumhuriyet hükümetleri kabul edip gösterseler de gösterme yarışına girişseler de bu çabaları boşunadır yersizdir. Çünkü gerek batı Trakya devleti gerekse güney batı Kafkasya geçici hükümeti hatta o bölgede kurulan kars şura hükümeti oltu hükümeti gibi hükümetler ve onların teşkilatla oluşumu meclisleri hiçbir zaman uzun süreli olamamışlar. Bu nedenle de gerek bugünkü devletimizin gerek daha sonra ortaya çıkabilecek hiçbir Türk hükümetinin temeli olamamışlardır. Ankara’da 23 Nisan 1920 de Mustafa Kemal Önderliğinde açılan ilk TBMM kendine has  yönetim şekli olan meclis hükümeti diyebileceğimiz her yetkiye sahip her icraatı yapan bugünkü tabirle yasama yürütme ve yargı yetkilerini baharında toplayan bir meclis olarak tarih sahnesinde görünmüş bir oluşumdur. İşte bugün 99. Yıl dönümünü değerlendirdiğimiz bu oluşumu Mustafa Kemal Türk milletini özellikle Türk çocuklarına bayram olarak tahsis etmiş bu tahsisle milletin temelini oluşturan çocukları cumhuriyet rejimini ve Türkiye Cumhuriyeti içinde temel kabul ettiğini gözler önüne koyarken dünya üzerinde de sadece Türklere mahsus olan bir özellik olarak ilk çocuk bayramını milletimize kazandırmıştır. Meclisin açılışından bugüne farklı değerlendirme kutlama safhaları ve şekilleri geçirse de hatta farklı dönemlerde kutlamaları haklı veya haksız belirli sebeplerle ertelense de ulusumuzun ilk bayramlardan biri olan çocuk bayramı ila nihaye kutlanacak kutlaması sürecek bir bayramdır düşüncesindeyim. Devlet ve cumhuriyet rejimi yıkılmadıkça kutlanmaması yolunda neler yapılırsa yapılsın halkımızın ve çocuklarımızın benimsediği bu bayram ulusumuzun egemenliğini eline aldığını icraatin yıl dönümünü oluşturan bu bayram şüphesiz kutlanmaya devam edecektir etmelidir. Bu bayramı bize armağan eden ve bu bayramın kutlandığı vatanı bir devleti armağan eden kurtuluş savaşı şehitlerini başta Mustafa Kemal olmak üzere bize devletimizi ve cumhuriyetimizi sağlayan kurtuluş savaşının yaratıcısı ve gerçekleştiricisi kadroyu saygıyla selamlıyor, onlar başta olmak üzere bu bayramın kutlanabileceği bir vatan toprağını bize sağlayan böyle bir bayramın kutlanmasına imkan hazırlayan, bu yollarda emeği geçen bugün tüm toprak olmuş kişileri minnet ve şükranla anıyor, resmen kutlansa da kutlanmasa da ertelense de ertelenip tekrar kutlansa da bu bayramı bayram bilip kutlayacak tüm vatandaşları saygıyla selamlıyorum.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.