güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

23 NİSAN KUTLAMALARININ BUGÜNKÜ GÖRÜNÜMÜ VE KÖKENİ

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:48
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:48

Değerli okurlarım,

Bugün geçirdiğimiz son anayasa değişikliğiyle yönetim sistemimizde köklü bir değişiklik yapıp parlamenter sistemden daha doğrusu Türkiye Büyük Millet Meclisi adıyla kurup yaşattığımız yasama organımızın ağırlıklı etkin olduğu sistem yerine tek adam ağırlıklı Cumhurbaşkanlığı rejimi adıyla yürürlüğe koyduğumuz başkanlık rejimi sistemine geçmiş olsak bile idari sistemimize hala Cumhuriyet rejimi diyebildiğimize göre yürürlükte olan rejimimize de belki parlamenter rejim diyebiliriz düşüncesindeyim. Buna rağmen şunu vurgulamak isterim ki her 23 Nisan’da kuruluşunun yıl dönümünün bayram olarak kutladığımız Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yönetim üzerindeki yetki ve etkinliğinin son anayasa değişikliğine gelene kadar yaşanan döneme göre oldukça azaltıldığını Cumhurbaşkanı başkanlığındaki Cumhurbaşkanlığı ağırlıklı yürütme organı Türkiye Büyük Millet Meclisi dediğimiz yasama organımıza göre daha etkin hale gelmiş ve daha yetkili duruma gelmiş gözükmektedir. Bu rejimi kuran anayasamızın kabulüyle yürütme organımız, yasama organımız gibi adeta kanunlar çıkarma, uygulamaya koyma hakkı kazanmış gözükmektedir. Nitekim kanun hükmünde kararnameler adıyla aynen kanun mahiyetinde uygulama bulan yürütme organının aldığı kararlar meclisin kararları kadar geçerli hale gelmiş gözükmektedir. Yasama organının etkinliği ön plandalığı geriye çekilmiş, Cumhurbaşkanı yürütmenin başı olarak daha ön plana gelmiş, Cumhurbaşkanı neredeyse saltanat dönemindeki padişah yetkilerine yakın veya benzer yetkilerle donatılmış bir görünüme kavuşmuş gözükmektedir düşüncesindeyim. Bu nedenledir ki önemini yitiren Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kuruluşunun yıl dönümü bayramı da eski önemini ve uygulamasını, kutlanmasını kaybetmiş bir duruma düşmüştür. Ama unutmayalım ki bugünkü görünüm bizi aldatmamalı, 23 Nisan bayramının nereden gelip nereye gittiğini hatırlamamız için bu bayramın eski özelliğini ve geçmişini tanıtan bilgilere göz gezdirmemiz gerekir düşüncesindeyim. Bu amaçla bu tarz bilgilere baktığımızda 23 Nisan Ulusal Egemenlik Ve Çocuk Bayramı’nı gözden geçirdiğimizde şu bilgilerden söz edebiliriz.

Bugün Mustafa Kemal Paşa’nın bir başka tabirle Cumhuriyetimizin banisi Mustafa Kemal Atatürk’ün bize ve çocuklara verdiği ilk milli bayram olan 23 Nisan Ulusal Egemenlik Ve Çocuk Bayramımızın temelini oluşturan olayın yani Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılışının 99. Yıldönümünü yaşamakta değerlendirmekte imkanlarımızın el verdiği ölçüde kutlamaktayız. 23 Nisan 1920 de Mustafa Kemal Atatürk ulusumuzu kendi egemenliğini kendinin eline verdiği günün yıldönümüdür. Osmanlı devleti girdiği 1.Dünya harbinden Müttefikleri barış istemek mecburiyetinde kalarak rakipleri karşısında silah bıraktıklarından oda savaşı bırakmak askerlerine silah bıraktırmak zorunda kalmıştır. Ne tuhaftır ki askeri açıdan en teknik özelliklere sahip silahlara sahip müttefikleri ondan önce barış isteyip savaşı terk ederken en hazırlıksız vaziyette savaşa girmiş olmasına rağmen savaşı en son bırakan devlet Osmanlı devleti olmuştur. Savaşan müttefiklerinin yanında yer aldığı cephelerde dobrucada, galiçyada savaştığı gibi eski Osmanlı imparatorluk toprağı olan Kafkasya Azerbaycan hatta İran sahalarında orta doğunun bugünkü Arap topraklarının hemen hemen tamamında Ruslarla Fransızlarla İngilizlerle İngilizlerin işbirlikçisi İslam Araplarla savaşlar yapmış çoğunlukla başarısız olmuş olmasına karşılık Irakta Kut ülamare  ve Anadolu’nun boğazlar bölgesinde Çanakkale zaferlerini kazanmıştır. Ama ne yazık ki ne Çanakkale’de kazandığı zafer ne küt ülamare zaferi nihai yenilgiyi rakiplerinden barış istemek mecburiyetini engelleyememiştir. Yapılan Mondros mütakeresi ve onu takip eden sevr anlaşması Osmanlı devletini sadece iç Anadolu’da Ankara dolaylarında bazı illeri kapsayan sahalarda hakim olmaya mecbur bırakmış rakipleri İngilizler Fransızlar İtalyanlar hatta kendi tebaası olan Rumlar Ermeniler ve Kürtler ondan toprak koparma ve bu koparılan topraklara sahip hakimiyet kurma çabasına düşmüştür. Bu durum ülkede karışıklıklar çıkmasını getirmiştir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.