güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

12 Mart Tarihi ve İstiklal Marşımız

Yazının Giriş Tarihi: 12.03.2021 00:06
Yazının Güncellenme Tarihi: 12.03.2021 00:06

Yarışma için tanınan süre bittiğinde yarışmanın istediği nitelikte bir şiirin tespit edilemediği görülmüştür. Hiçbir parça istenileni verecek özellikte değildir. Bu nedenle Hamdullah Suphi Tanrıöver’in o zaman Burdur Milletvekili bulunan Mehmet Akif Ersoy’u bu yarışmaya katılmaya ikna etmeye yöneldiğini görmekteyiz. Tacettin Dergâhında yazmış olduğu bugün elimizde bulunan İstiklal Marşı denilen 10 kıtalık şiir güftesi ile bu yarışmaya katılan Mehmet Akif Ersoy’un şiiri oy birliği ile İstiklal Marşı olarak benimsenmiş ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kararı ile 12 Mart 1921’de İstiklal Marşı olarak kabul edilmiştir. İşte bugün bu kabulün 100. Yıl dönümünü yaşamak ve idrak etmek durumundayız. 12 Mart 1921’de kabul edilen İstiklal Marşı’nın ilk iki kıtası Ali Rıfat Çağatay’ın bestelemesi ile müzik parçası olarak çalınabilir halde milletimize İstiklal marşı olarak sunulmuştur. 1930 yılına kadar bu beste ile çalınıp söylenen İstiklal Marşı bu tarihten sonra Osman Zeki Üngör’ün 1922’de hazırladığı bugünkü besteye göre okunup söylenmeye başlamıştır. Bu marşın toplamda dokuz dörtlük ve bir beşlikten oluşan armonileşmesini Edgar Manas bando düzenlemesini de İhsan Servet Künçer yapmıştır. Bu çalışmalarla bugünkü kullanım durumuna getirilen İstiklal Marşımız halen milletimizin gür sesi olarak onu temsil etmek üzere kullanılmakta milletimizin sesi olarak gerek duyulan her yerde çınlamayı sürdürmektedir.

Gerçi bazı bedbahtlar bu marşın değiştirilmesini yeni bir İstiklal Marşı yazılmasını istese de bunların dışında kalan kendinin Türk olduğundan emin tüm millet bireylerimiz böyle bir şeyin imkânsız olduğunu dile getirerek Mehmet Akif Ersoy’un “Tanrı bir daha İstiklal Marşı yazmayı gerektirecek durum yaratmasın.” temennisine katılmakta ve bu marşın tek satırını bile değiştirilmesine izin vermeyeceğini aynı gür ses ve kararlılıkla ilan etmektedir. İstiklal marşımızın kabulünün 100. Yıl dönümü milletimize kutlu olsun. Bu marşı yazan marş olarak kabul eden bu marşın bugünkü kullanımı yolunda beste çalışmalarında bulunan düzenleme çalışmalarında bulunan tüm milletimiz evladına şükranlarımızı sunar ölmüş olanlarına tanrıdan rahmet dilerim. İstiklal marşı ve onu yüksek sesle söyleyen dile getiren milletimiz sonsuza kadar varlığını korusun.

Şunu da eklemek isterim ki ara sıra bazı çevreler istiklal Marşı’mızın devrini tamamladığı bu yüzden değiştirilmesi gerektiği yolunda beyanlar gösterdiği de görülebilmektedir. Ne var ki bu tür beyanlarda bulunanlar bu düşüncede olanlar toplumu fazla etkiyemedikleri için olsa gerektir ki bu yolda hiçbir çalışma söz konusu dahi olmamıştır. Bazı çevreler Türk milletinin ulusal marşı olmasına karşılık bu marşın güftesi içerisinde açık ve sarih olarak yer almadığını ileri sürüp buna da dikkat çekmelerine karşılık bazı çevreler istiklal marşının Osmanlı imparatorluk tebaasının tümünü kapsayan bir kavram zihniyeti içinde daha doğrusu mevcut toplumumuza İslamcı ümmetçi bir zihniyetle seslenen bir marş olması nedeniyle yenilenmesinin istenmeyeceğini toplumumuzun Türk İslam anlayışıyla bu marşa bağlandığını bu yüzden güftesi içerisinde Türk tabiri ve sözcüğü yer almasa da Türk milleti tarafından kabul görüp ulusal bir marş olarak ebediyen varlığını ulusal marş olarak sürdürebileceğine dikkat çekmektedirler. Mehmet Akif’in içten duygularla yazıp milletine armağan ettiği ulusal marşımızın devletimizin ve ulusal rejimimiz olan parlamenter cumhuriyet rejiminin devamıyla birlikte daima devam etmesini temenni eder ulusal marşımızın kabul tarihi olan 12 Mart tarihinin bayram seremonileriyle kutlanmasını yürekten dilerim.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.