25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında Bandırma Emekçi Kadın Platformu basın açıklaması gerçekleştirdi. Bandırma Emekçi Kadın Platformu Sözcüsü Esen Ersoy, Dominik Cumhuriyeti'nde 1960 yılında Mirabel kardeşlerin erkek tahakkümüne karşı çıkmaları ve hayatlarını kaybetmelerinin ardından Birleşmiş Milletler tarafından alınan bir kararla 1999 yılında 25 Kasım'ın Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü olarak ilan edildiğini söyledi. Toplumda kadına yönelik şiddetin önlenmesi gerekliliğine dikkat çeken Ersoy, "Kadınlara, yalnızca kadın oldukları için uygulanan ve kadınları etkileyen cinsiyete dayalı ayrımcılık ile fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik açıdan zarar görmeleriyle veya acı çekmeleriyle sonuçlanan her türlü tutum ve davranış, kadına yönelik şiddettir." dedi.
“Son 15 Yılda 4 Bin 86 Kadın Öldürüldü”
2023 yılının son 10 ayında 350 kadının erkekler tarafından katledildiğinin bilgisini veren Ersoy, “Kadına yönelik şiddet, sadece bireysel bir sorun değil, aynı zamanda toplumsal bir meseledir. Bu sorunun çözümü için kolektif bir çaba gerekmektedir. İstatistikler, maalesef kadınların günlük yaşamlarında maruz kaldıkları fiziksel, duygusal ve ekonomik şiddetin hala varlığını sürdürdüğünü göstermektedir. Nitekim ülkemizde son 15 yılda 4 bin 86 kadın öldürülmüş, 2023 yılının son 10 ayında 350 kadın erkekler tarafından katledilmiştir.” dedi.
Kadına yönelik şiddetin ortadan kalkması için toplumun bilinçlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Ersoy, eğitimlerdeki eril dilin ortadan kaldırılması gerektiğini söyledi. Ersoy, “Kadına yönelik şiddetin ortadan kalkması için bizzat şiddetin aracı ve sonucu olan eril dil, kullanım dışında kalmalıdır. Kadına yönelik şiddetle mücadele, sadece 25 Kasımlarla kalmayıp, sürekli olmalıdır. Bu konuda vakaların en yakın tanıkları olan sivil toplum örgütleri, özellikle kadın dernekleri ile bakanlık nezdinde işbirliği yapılmalı, fikir ve önerilerine yer verilmelidir. Kadına karşı şiddetle mücadele, toplumsal düzeyde ortak ve kararlı bir şekilde yürütülmelidir. Bu bağlamda, şiddeti doğuran ve devamlı hale getiren olumsuz tutum ve davranışları ele almak hayati bir öneme sahiptir. Kadına yönelik şiddetin hiçbir haklı boyutu, kadın cinayetlerinin hiçbir hafifletici nedeni olamaz” şeklinde konuştu. /Burcu Bayırlı