SON DAKİKA
Hava Durumu

AĞIZ VE DİŞ BAKIMI NASIL OLMALI?

Gazetemize konuşan Diş Hekimi Ayşe Göknur Turguter, en doğru ağız ve diş bakımının nasıl olması gerektiğini anlattı.

Haber Giriş Tarihi: 07.12.2023 08:30
Haber Güncellenme Tarihi: 18.02.2024 16:58
Kaynak: Burcu Bayırlı
AĞIZ VE DİŞ BAKIMI NASIL OLMALI?

Marmara Medya Gurubumuz bünyesinde yayın yapan Genç FM’de haftanın altı günü canlı yayınlanan Güne Günaydın programında Nev Bandırma Tıp Merkezi Diş Hekimi Ayşe Göknur Turguter’i konuk ettik.

Genç FM programından sonra Yaşam Gazetemize uzmanlık alanı ile ilgili açıklayıcı değerlendirmelerde bulunan Ayşe Göknur Turguter’e gerek sorduğumuz sorulara gerekse diğer değerlendirmelere ilişkin açıklamalarını sizler için haberleştirdik.

Turguter, “Diş sağlığımız için protein ve sebze ağırlıklı bir beslenme şekli gereklidir.

Soru; Ağız ve Diş Sağlığı Konusunda Önerileriniz Nelerdir?

Cevap; Sağlıklı bir vücut için dişlerimize iyi bakmalı, ağız sağlığımıza özen göstermeliyiz. En önemlisi dişlerimizi düzenli fırçalamak ve diş ipi yapmak.

Soru;Diş Bakımıyla İlgili Temel İpuçları Nelerdir?

Cevap; Diş bakımı diyince akla ilk gelen şey düzenli ve etkili diş fırçalamak ve diş ipi yapmaktır.

Günde mutlaka 2 defa dişlerimizi fırçalamalıyız. Sabah kahvaltıdan sonra ve akşam uyumadan önce fırçalamalıyız. Sabah uyanır uyanmaz diş fırçaladıktan sonra bir şeyler yiyip içmek sağlıklı değildir. Yeni fırçalanan dişlerin yüzeyinde tükürükle doğal oluşan pelikıl tabakası olmadığı için en savunmasız anıdır. Bu koruyucu tabaka yaklaşık 2 saatte oluştu için fırçaladıktan sonra bu süre zarfında yeme içme yapmamalıyız.Her akşam dişlerimizin ara yüzlerini temizlemek için diş ipi mutlaka yapmalıyız. Diş çürükleri genelde kolay temizlenemediği için ara yüzden başlar ve gözle görülmediği için farkında olmadan hızla ilerler. Bunun yanı sıra sağlıklı bir ağız için beslenmemize dikkat etmeli dengeli ve düzenli beslenmeliyiz. Ağız çalkalama suları kullanabiliriz.

Soru;Hangi Durumlarda Diş Hekimine Gitmek Önemlidir?

Cevap; Aslında her birey hiç bir şikayeti olmasa bile 6 ayda bir diş hekimine düzenli kontrole gitmelidir. Diş çürükleri çok küçük nokta şeklinde başlar ve eğer fark edilmezse ilerlemeye devam eder.

Küçük bir çürük fark edilir edilmez müdahale edilirse dişi dolgu ile kurtarabiliriz. Ama fark edilmeden ilerlerse dişiniz çok ağrıdığı için diş hekimine başvurursanız muhtemelen dişinize ya kanal tedavisi işlemi uygulanması gerekir ya da dişinizin çekilmesi gerekir.

Soru; Diş Sağlığını Korumak İçin Hangi Beslenme Alışkanlıkları Önerirsiniz?

Cevap;Beslenme alışkanlıklarının ağız ve diş sağlığı üzerindeki etkisi büyüktür. Biz diş sağlığı açısından besinleri üç gruba ayırıyoruz; çürük yapıcı besinler, çürüğe katkısı olmayan besinler ve çürük önleyici besinler olmak üzere.Çürük yapıcı besinler, fermente olan karbonhidratlar içeren besinlerdir veorganik asit oluşumuna sebep olarak ağız pHını 5,5in altına düşürürler. Çikolata, tatlı gibi besinleri buna örnek gösterebiliriz.Çürüğe katkısı olmayan besinler ise asit üretimi yaratmayan yani ağız pHını 5.5in altına düşürmeyen besinlerdir. Bunlar yumurta, çiğ sebze, balık ve et gibi besinlerdir.Çürük önleyici besinler ise ağız pHını arttırarak çürük oluşmasını önlerler. Kazein ve kalsiyum içeriği ile peynir buna örnek verilebilir.Bunların dışında dişte renklenmeye sebep olduğu bilinen çayın ise içeriğinde florür olması sebebiyle çürük önleyici özelliği vardır.

Ayrıca yemekten sonra şekersiz sakız çiğnenmesi de ağızda tükürük miktarını arttırarak diş yüzeylerinin temizlenmesini sağladığı için dişlerin çürümesini önler.Özetle diş sağlığımız için protein ve sebze ağırlıklı bir beslenme şekli gereklidir. Çürük önlenmesi için kahve, sigara, asitli içecekler ve tatlı tüketimi sınırlandırılmalıdır.

Soru;Diş Fırçalama Teknikleri ve Diş İpi Kullanımı Hakkında Tavsiyeleriniz Nelerdir?

Cevap; Modern diş hekimliğinde güncel olarak günümüzde en etkili olduğu kanıtlanmış fırçalama yöntemi ‘’StillmanModifiyeBass’’ tekniğidir. Bu yöntemde fırça kılları diş ve diş eti arasına yani dişin diş etine yakın olan bölgesine 45°lik açı yapacak şekilde konumlandırılır. Fırça hem ileri geri hareket ettirilirken hem de dişin kesici yüzeyine doğru süpürme hareketi yapılarak desteklenir. Fırçanın uzunluğu boyunca kapsadığı aynı diş grubu için bu işlem 4-5 defa tekrarlanır. Dişlerimizi fırçalamaya başlarken önce üst çenenin sağ ya da sol dudağa bakan kısımlarından başlayarak diğer tarafa doğru fırçalamalıyız. Sonra dişlerin damağa bakan yüzeylerini aynı şekilde ve en son dişlerimizin çiğneme yüzeylerini fırçalayarak alt dişlerimize geçmeliyiz. Alt dişlerimizi de aynı sıra ile ve aynı şekilde fırçaladıktan sonra dilimizi de fırçalamalıyız. Dilimizin yüzeyi düz değildir tat tomurcukları ile girinti çıkıntılar vardır ve bakteri tutunumu için uygundur.

Her akşam dişlerimizi fırçaladıktan sonra diş ipi yapmayı öneriyorum. Diş fırçalayarak arayüzleri temizlememiz ne yazık ki mümkün değil. Yaklaşık 45 cm uzunluğunda bir diş ipi kopararak iki elimizin de orta parmağının ilk boğumuna doluyoruz ve ortada 4-5 cm civarigergin ip bırakıyoruz. İşaret parmaklarımız birbirine bakacak ve arada yarım cm kalacak şekilde konumlandırıyoruz. İpi bu şekilde iki dişimizin arasına hafif hafif öne arkaya hareketler ile yukarı aşağı hareketler yaparak uyguluyoruz. Bu işlemi tüm dişlerimizin arası için uyguluyoruz. Her seferinde ipin temiz kısmını kullanıyoruz.

Soru; Diş Eti Problemleri ve Çözümleri Hakkında Bilgi Verir misiniz?

Cevap; Dişlerdeki çürükten bağımsız olarak dişin çevre dokusunda yani diş etinde enfeksiyon meydana gelebilir. Diş eti hastalıkları her yaştaki bireylerde oluşabilir ve tedavi edilmediğinde diş etlerinde kanama, ağız kokusu ve hatta diş kaybına kadar gidebilir.Özellikle diş fırçalama anında diş etinizde kanama meydana gelirse bir diş eti hastalığınız var demektir ve hemen diş hekiminize başvurmalısınız.

Periodontal hastalıklar gingivitis ve periodontitis olarak ikiye ayırabiliriz. Gingivitis diş etinin enfekte, kızarık ve şiş olması halidir. Periodontitis ise tedavi edilmeyen gingivitisin ilerleyerek enfeksiyonun diş kökünün çevre dokularına ve çene kemiğine ulaştığı hastalıktır.

Periodontal hastalıkların tedavisinde hekimin yaptığı işlemler kadar hastanın dişlerine bakmasının da önemi vardır. Hekim ultrasonik cihazlar ile diş taşı temizliği ve lokal anestezi altında kök yüzeyi kazıma ve küretajişlemleri ile enfeksiyona sebep olan bakterileri ve yapıları uzaklaştırır. Eğer hasta yeterli derecede temizlik yapamazsa beklendiği gibi iyileşme gerçekleşemez. Hasta gerçekten diş etlerinin iyileşmesini istiyorsa, dişlerini sallanarak kaybetmek istemiyorsa diş hekiminin anlattığı şekilde dişlerini fırçalamalı, gerekli bakımları yapmalıdır. Bazı geç kalınmış durumlarda iyileşme olabilmesi için diş eti grefti ile cerrahi işlemler uygulanması gerekebilir.

Soru;Diş Estetiği ve Gülüş Tasarımı İçin Sunulan Seçenekler Nelerdir?

Cevap;Dişlerimiz yemek yemek ve konuşmak için ne kadar önemliyse sosyal hayatımız için de önemlidir. Herkes bembeyaz inci gibi dişler ile özgüvenli bir şekilde gülümsemek ister.Estetik , güzel bir gülüş için önce hastanın dişleri değerlendirilmelidir. Her hastaya aynı işlemleri uygulayarak gülüş tasarımı yapmak mümkün değildir. Eğer hastanın diş dizilimi güzel fakat rengi sarı ise sadece diş beyazlatmak hastamızı mutlu etmek için yeterli olabilir. Hastamız dişlerin dizilimden, şeklinden memnun değil ve özellikle eski bir çok dolgusu var ise daha farklı işlemler yapılmalıdır.

Gülüş tasarımında porselen ya da emaxlaminalar, zirkonyum alt yapılı kaplamalar ya dacam porselen yani emaxtir. İçlerinde en estetik olan hastanın kendi dişi gibi duran dişe hiç dokunulmadan yapılan ya da dişin mine tabakasının bir kısmının inceltilerek yapılan porselen laminalardır. Işık geçirgenliği neredeyse doğal dişe yakındır. Eğer hastanın dişi lamina yapımına uygun değilse zirkonyum ya da emax tercih edilebilir. Zirkonyum alt yapı da porselen gibi diş renginde olduğu için görünüşü doğaldır ve normal metal alt yapılı porselenler gibi diş etinde koyu renk bir yansıma yapmaz. Emax ise zirkonyuma göre ışık geçirgenliği daha fazla olduğu için daha estetik ve doğal görünümü vardır.

Gülüş tasarımında diş şeklini hastanın yüzünün şekline göre, cinsiyetine ve mizacına göre seçiyoruz. Mesela erkeklerde daha keskin köşeli dişler tercih ederken kadınlarda daha yuvarlak hatlı dişler tercih ediyoruz. Eğer hastalarımızın tavşan diş gibi ön iki dişin uzun olması isteği varsa onları da göz önünde bulunduruyoruz. Gülüş tasarımında daha çok açık beyaz tonlarını tercih ederken hastanın ten rengini ve saç rengini göz önünde bulunduruyoruz.

Kısacası gülüş tasarımı her hastanın bireysel dış görünüşü göz önünde bulundurularak her hastaya özgü dişler tasarlanarak yapılıyor.

Soru; Ağrılı Diş Durumlarında Evde Alınabilecek İlk Yardım Önerileriniz Nelerdir?

Cevap; Evde diş ağrısı yaşamanın sebebi genelde diş kontrolleri ve diş çürükleri ihmal edildiği için yaşanır. Bu durumu yaşamamak için öncelikle diş muayenelerimizi ihmal etmemeli dişimizde çürük fark ettiğimiz an hekimimize başvurmalıyız. Kulaktan dolma aspirin basmak, zeytin çiğnemek, kolonya basmak gibibir sürü önlem olmasına rağmen bunların hiç biri etkili bir yöntem değildir.

Gece diş ağrısı var ise yüksek bir yastık tercih edilebilir. Diş ağrısını kesmeye yönelik bir ağrı kesici içilebilir. Dişin olduğu bölüme pulpanın büzüşerek dişe baskısını azaltmak için soğuk kompres uygulamak ağrıyı azaltabilir. Eğer diş eti kaynaklı bir ağrı var ise tuzlu suyla gargara yapmak ağrının hafiflemesine yardımcı olabilir.

Soru;Dişlerdeki Renk Değişimleri ve Leke Problemleri İçin Önerileriniz Var mı?

Cevap; Dişlerde meydana gelen renk değişimlerinin farklı sebepleri vardır ve tek diş üzerinde ya da tüm dişlerde olabilir renklenme. Diş üzerindeki lekeler genelde insanları sosyal açıdan rahatsız eder ve giderilmesini isterler. Bazı lekelerin sebepleri annenin gebeliği sırasında kullandığı bir ilaç ya da geçirdiği bir hastalık olabilir. Bebeklikte kullanılan bir ilaç ya da çocukken süt dişine alınan bir travma daimi dişte kalıcı renk değişikliğine sebep olabilir. Bu tarz renklenmelerin giderilmesi genelde mümkün değildir. Ama demir ilacı içen çocukların süt dişlerinde oluşan siyah lekelenmeleri polisaj pastası ile fırçalayarak çıkarabiliyoruz. Bazı antibiyotiklerin kullanımı, yetersiz ağız bakımı ve genetik faktörler de dişlerde renklenmelere sebep olabilirler.

Fazla çay, kahve, alkol, sigara ya da pigmentasyonu fazla domates, karadut gibi meyve sebzelerin tüketimi de dişlerde koyu renklenmelere sebep olabilir. Ayrıca yaş ilerledikçe diş minesi aşındığı, inceldiği için alttan daha sarı renkli dentinin yansımasıyla dişler daha sarı gözükmeye başlar.

Dişlerdeki renklenmeleri gidermek ve dişleri eski beyaz haline getirmek için diş temizliği ve beyazlatma yapılabilir.Diş beyazlatmanın ev tipi ve ofis tipi olmak üzere iki tipi vardır. Ev tipinde dişlerinizin ölçüleri alınarak dişlerinize uygun şeffaf plaklar yapılır ve evde gece yatarken beyazlatma jelini o plaklar ile sizin uygulamanız gerekir. Yaklaşık 10 gün içerisinde dişleriniz istediğiniz beyazlığa kavuşur. Ofis tipi dediğimiz sistemde ise diş hekiminiz beyazlatıcı ajanı kuvvetli tükürük emici ile iyi bir izolasyon sağlayarak klinik ortamında dişlerinize uygular. Genelde 1 hafta ara ile iki seans uygulama yeterli olur. Sağlıklı bir bireyde beyazlatmanın sağlığa zararı yoktur.

Soru; Çocuklarda Diş Sağlığını Korumanın Önemi ve Ebeveynlere Tavsiyeleriniz Nelerdir?

Cevap; Süt dişlerinin geçici olması sebebiyle genelde çocuklarda diş sağlığı ihmal edilmektedir. Aslında yetişkin bireylerdeki kadar çocuklarda da ağız ve diş sağlığı önemlidir.  Çocuklarda ilk diş çıktığından itibaren diş bakımı yapılması gerekir. Bebeklerde 6. aydan itibaren süt dişleri sürmeye başlar 2.5-3 yaş civarında süt dişleri tamamlanır. Çocuklarda 6-7 yaştan 12 yaşa kadar daimi dişlerin değişimi meydana gelir. Yani çocukların 3 yaştan 12 yaşa kadar süt dişlerine ihtiyacı vardır. Süt dişleri çocuğun düzgün beslenebilmesi için, sosyal hayatı için ve konuşma becerisinin düzgün gelişebilmesi için gereklidir. Aynı zamanda süt dişleri ağız içerisinde alttan gelecek daimi dişler için çok güzel birer yer tutucudur. Süt dişlerinin erken kaybında alttan gelecek dişlerin yer kaybı meydana gelir ve daimi dişlerde çapraşıklık ya da gömülü kalma problemi yaşanabilir.

Bebeklerde biberon çürüğü ya da erken çocukluk çağı çürüğü dediğimiz çürüklerin önlenmesi için gece biberon kullanımı alışkanlığı edinilmemeli ve gece son gıdalar şekerli gıdalar olmamalı. Bebeklerin ilk dişi çıktığı andan itibaren yaşına uygun diş temizliği yapılmalıdır. Çocuklara düzenli diş fırçalama alışkanlığı kazandırılmalıdır. Çürüksüz çocuklarda klinik ortamında diş hekimi tarafından topikal flor uygulaması yapılmalıdır.Çocuğun hiç bir diş şikayeti olmasa bile 6 ayda bir mutlaka diş doktoruna kontrole götürülmesi gerekmektedir. Şikayeti olmayan çocuğun diş hekimi ziyareti çocuğun diş koltuğu fobisi oluşmasını da önlemektedir.

Marmara Medya Gurubu temsilcisi Ümit Babacan,“Sağlık alanında yapılan her türlü yayının toplum için büyük önemi var. Bizde yayıncılık sorumluluğu gereği, Marmara Medya Gurubu bünyesinde bulunan Yaşam Gazetesi, Marmara TV ve Genç FM olarak bu tür yayınlar konusunda okuyucularımızı izleyenlerimizi ve dinleyicilerimizi uzman hekimlerimizi konuk ederek bilgilendirmeye devam edeceğiz. Nev Bandırma Tıp Merkezi Diş Hekimi Ayşe Göknur Turguter’e katkılarından dolayı teşekkür ederiz. /Burcu Bayırlı

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Bandirma Yasam En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.