Erdek Belediye Başkanı Hüseyin Sarı ile yaptığımız özel haberde çeşitli konulara değindik. Sarı, yıkılan balıkçı depolarından, sahil şeridine, kafelerden barlara, restoranlardan gezinti alanlarına, Anayasa referandumuna kadar her şeyi ayrıntılarıyla anlattı.
Yıkılan yerlere daha iyisini yapacağız
Sahil bandı Erdek Belediyesinin himayesinde idi. Önceden balıkçı barınakları vardı. Sonra zaman içerisinde kaçak ilaveler yapıldı.2008 öncesinde mahkeme kararı ile onları yıktık. 2009 sonrasında iş başına gelen arkadaşlar oraları tamamen yok etti. Atatürkçü Düşünce Derneğine, belli STK’lara verildi. Oraları Erdek’in güzel yeri ve çay bahçeleri tıklım tıklım. Bizim yaz aylarında kullanılmak üzere restoranlara, kafelere, barlara ihtiyacımız var dolayısıyla Erdek Belediyesi’nin elde edeceği gelirler de önemli. Erdek için çok önemli yerler restore edilecek malum gün batımını izleyebileceğimiz yerlerden biri. Yerlerine daha güzel, estetik, modern, Erdek’e yakışır Belediyemize de ciddi gelir getirecek 4 tane tesis yapmayı düşünüyoruz.
Balıkçılar için depo yaptık Büyükşehir Belediyesi yıktı
2000’li yıllarda benim tarafımdan yapılan küçük balıkçılarımızın ağları limanın üzerinde idi. Gün getçikçe balıkçılarımızın artmasi ile alanların yetersiz olmasından dolayı eski yerleri yıkıp yerine modern yapılar yapmak için yola çıktık. Mevzuatta dolgu alanlarında sökülüp, takılabilir olması gerekiyor ama daha var olan bir şeyi yeniletmek istedik. Betonarme yapmamızın nedeni ise alanın iki tarafı deniz, çelik konstrüksiyon yaptığımız zaman çok hızlı korozyona uğruyor. Dolayısıyla daha kalıcı mevcut liman içerisindeki balıkçılarımıza ağlarını ve eşyalarını koyması ve kötü görüntüyü de ortadan kaldırmak için bir depo yaptık. Maalesef ki Balıkesir Büyükşehir Belediyesi gelip yıktı. Ardından plan üzerinde görüşmelerimiz oldu. Olur, mu olmaz mı zaman gösterecek.
Balcı Çamlığı gibi bir yer tabi ki biz de isteriz
Bandırma gibi sanayileşmiş bir kent değiliz. Dolayısıyla bizim sahil bandımız, Seyit Gazi Tepemiz mevcut böyle yerlere tabiki ki ihtiyaç var. Bizim de şu sıkıntımız var. Zeytinleri koruma Kanunu, Kıyıları koruma Kanunu ve bir de sit alanlarımız var. Onun üzerinde uğraştığım Seyit Gazi Tepesi var. Neticesinde bunu hayata geçireceğiz. Önümüzde ki yıl içerisinde teker teker hayata geçireceğiz. Yapacağımız yaşam alanları gibi yerleri yapmaktan en önemlisi bu yapıların korunması önemli.
Anayasalar üzerinde oynanacak bir şey değil
Kanunlar oynanacak bir durum değil. Mevzuatlar çok sık değişiyor. Yöneticiler bile bu değişimin hızına yetişemiyor. Anayasa, bu coğrafyada yaşayan 80 milyon insanın, hangi renkten, dilden, ırktan, kültürden, inançtan, mezhepten olursa olsun 80 milyon ortak harcımızdır. 80 milyonun iyi korunması gerekiyor. Sistemin içeriğinin ne olduğu çok önemli. Ben sistemin bir kişiye ihale edilmesinden doğru olduğuna inanmıyorum. Çünkü her devlette, her sistemde muhakkak ki muktadirler var, yönetenler var. Bir de yönetilenler var, esas büyük nüfusu oluşturanlarda yönetilenler ve halktır. Hakkını arayabileceği halkın her kimle hukuki sorun yaşıyorsa yaşasın tabanın en altında ki vatandaşın bile cumhurbaşkanına, başbakana, bakanlara ve yardımcılarına karşı hukuki sorun olduğu zaman korkmadan güvence altında ona karşı hukuk içersinde hakkını arayabilmesi gerekiyor. Bu sistem de bunun olduğuna inanmıyorum. Başkanlık sistemi olduğunada inanmıyorum. Örnek vermek gerekirse, şuanda yeryüzünde yani demokrasi adına en iyi uygulanmış başkanlık sistemi Amerika’da. Zaten gelişmiş ülkelere baktığın zaman başkanlık sisteminde ilk yirmi de bir tane ülke var oda Amerika, geride kalanların hepsi monarşi de olsa parlamenter sistemle yönetiliyorlar.
Çok seslilikten korkmamak lazım
Demokrasi bir uzlaşma sistemidir, 5 dakikada kullandığımız oy demokrasi değildir. Neticede Saddam’da Baaz partisinin başkanıydı ve seçimle geliyordu, tek partili rejimdi. Neticede Esat’ta aynı şekilde yani şuanda bizim için önerilen sistem bilgi çağında orta doğuda ki başkanlık sistemi gibi geliyor bana ve doğru olduğuna inanmıyorum. İki partili bir rejime gitmek durumunda Türkiye kalacak, netice itibariyle çok seslilik ortadan kalkacak ve tek adam her şeye muktedir olacak. Bugün çok sevdiğimiz birisi olabilir ama yarın bir gün devletin içine sızmış bir sürü örgüt var. Bugün örgüt lideri olarak görmediğimiz veya örgüt mesubu olarak görmediğimiz biride seçilebilir yarın öbürgün. Onun için dikkatli olmamız lazım. Devletin temeli hukuktur. Fatih Sultan Mehmet’in bir lafı var ‘’kadıyı satın alırsanız adalet çöker, adalet çöktüğü zaman devlet çöker ‘’ yani bütün devletlerin temelinde hükmettiği coğrafyada insanların ortak hukukunun konulduğu bir sistem olması önemli, bu da seçilmişlerin hukuku değil, halkın hukuku bence. Onun içinde halkımızın çok dikkatli bir şekilde Anayasa’nın bütün maddelerini okuması lazım. Özellikle 16.maddede bir sürü cümle, kelime ve sözcük değişikliği var, yani genelde bize şeker gibi verilen güzel şeylerde var belki anayasada. Mesela, 18 yaşın oy kullanması veya seçilme hakkı olabilir ama bu tamamen bana göre bir aldatmaca. İçerik te 18 yaşında kaç kişi meclise girecek veya kimlerin çocukları girecek hepimizce malum.
Dünya ortak akılla yönetiliyor
Biz bir kişiye hem başbakanlık, hem cumhurbaşkanlığı hem de bütün bakanlıkların ekonomik kullanma yetkilerini vereceğiz. Bu anayasa değişikliği onaylanırsa, hem de maddi manevi idari yetkilerini vereceğiz. Dolayısıyla bu çok doğru bişey değil. Dünya ortak akılla yönetiliyor. Ortak akıl diye bir şey var, bu atadığımız insanlarla değil, seçtiğimiz insanlarla oluşmak zorunda. Bir kişiyi seçeceğiz birde milletvekillerini seçeceğiz. Bakan yardımcıları, cumhurbaşkanı yardımcıları hiç biri seçilmeyecek v e cumhurbaşkanı o anda vefat etse, seçilmemiş bir başkan seçime kadar götürecek. Yani bunları iyi düşünmemiz lazım. Herkesin okuması lazım yani 18 maddeye şöyle bir göz attığınız zaman o sorunları görebilir siniz. İster sevin ister sevmeyin, kimi severseniz sevin ama en çok seveceğimiz tek şey, baki kalacak tek şey vatanımız. Kişiler geçici, bugün o koltukta ben varım, o var, bu var, şu var ama bu devlet ebediyete kadar yaşamak üzere kuruldu. Biz özgürce Türk ulusu olarak bu coğrafyada dinimizle, inancımızla, bütün ortak değerlerimizle var olmak istiyorsak, bugün atacağımız adıma çok dikkat etmemiz lazım. Hukukun içinde kalmamız lazım. Dediğim gibi muktedirler her yerde var ama muhalefet ve farklı düşünceler bir tek demokraside var. Muhalefet susturmak, kendine karşı çıkanları susturmak demek diktatörlüğe gitmek demektir. Tam tersine demokrat bir yöneticinin çok seslilikten ders alması lazım. Ben mimarım, bir projeye başlıyorum o projede bir hafta çalışıyorum. Çalıştığım zaman içinde ki hataları göremem, kapatırım o projenin içini ama üç gün, dört gün bıraktığım zaman gelirim bir bakarım kendi yaptığım işlerde bir sürü hata bulabilirim.
Hukuk bugün bana lazım yarın sana lazım
Bu bütün işlerde bütün mesleklerde var. İnsanları ittidar gücüne mukdedirlik gücüne kaptırmamak lazım hukuk hepimize lazım. Bugün bana lazım yarın sana lazım, herkese lazım, önemli olan en gariban vatandaşın hakkını en zengin, en muktedir karşı arayabileceği bir sistemi oluşturmak. Doğrusuda bu. Onun için ben anayasa değişikliği teklifini tamamen tek kişinin hukuki haklarını korumaya yönelik olduğuna, bugünkü muktedirlerin haklarını korumaya yönelik olduğuna inanıyorum. Çünkü 7 Haziran gibi bir olay yaşandı. 7 Haziranda siyasi iktidar azınlığa düştü ondan sonra Türkiye’yi korkutarak iktidara gelmenin yollarını aradı. Koltuktan inmemek için bir çaba var ve altında bir çapanoğlu var. Ortaya çıkmasın diye mücadele edildiğini düşünüyorum. Halkın uyanık olması lazım çünkü bu devlet hepimize lazım. Onun için halkıma güveniyorum.
Türkiye’den vatan haini çıkar mı?
Ben Atatürk’ün nutuk ve gençliğe hitabesine bakarım. Geçen gün 18 Mart’tı, Çanakkale’de biz 250 bin şehit verdik ama 7 Kasım 1918 de, 18 Mart 2015te savaştığımız, batırdığımız gemilerin yenileri Çanakkale Boğazı’ndan paşa paşa geçti İstanbul’a geldi ve saray teslim oldu. Mustafa Kemal Atatürk, ‘’geldikleri gibi giderler’’ dedi. O bitmiş toplumdan yeni bir toplum yarattı. İçerde de hainler olabilir, dışarıda da hainler olabilir. Coğrafyada, İslam’ın varlığını kabul etmek istemiyorlar ama bizim akıllı olmamız lazım. Her hayır diyene sen terörist dersen, ben hayır vereceğim, ben terörist miyim? . Nasıl ki ulu Önder Atatürk bu ülkede yaşayan herkesin kurucusuysa, dinimizde hepimizin dini. Muktedirlere karşı eğer Peygamberler (s.a.v) mevcut sisteme itaat etselerdi zaten dindar olmazdı. Mevcut muktedirlerin halka yaptığı zulme direnmek için Allah’ın vahiy ettiği o sistemleri yok etmek için gelen Peygamberlerin hepsi devrilecekti. Bu günde Türk halkının ihtiyacı şu, muktedirlere iyi baksınlar. /Ahmet Türkmen-Serhat Barış-Melek Tuncay