Avukat Elvan Kılıç, aile içinde ve iş yerinde duygusal şiddete uğrayan kadınların hakları konusunda bilgilendiriyor.
İşyerinde ve aile içinde şiddete uğrayan kadınların hukuki birtakım hakları mevcuttur. Bu şiddetin içerisinde fiziki ve sözlü şiddet yer aldığı kadar duygusal şiddet de yer almakta ve kadınları her alanda mağdur etmektedir. Peki duygusal şiddet nedir?
Duygusal şiddet; birini acımasız ve aşırı bir biçimde eleştirmek, can güvenliğini tehdit etmek, karakterini ve kendisinden bir parça olan unsurları aşağılamak, kişiliğine hakaret etmek, kendisini bir ortam başka insanlar varken utandırmak, kişiyle hiç iletişime geçmemek, duygusal olarak onu ihmal etmek, sürekli olarak yalan söylemek, değer vermemek, fikirlerini önemsemeyip görmezden gelmek şeklinde ortaya çıkmaktadır. Duygusal şiddete ilişkin durumlarda kadınların mağduriyeti artar iken haklarını ne şekilde koruyabilecekleri konusunda düzenlenmiş yasalar yol göstermektedir.
Kadın hem işyerinde hem aile hayatında psikolojik, duygusal, fiziksel, sözlü şiddete maruz kalabilir. Hukukumuz kadının hangi ortamda, hangi mekânda şiddete uğradığını ayırmaksızın hak arama mekanizmalarını genel çerçevede düzenlemiştir. Duygusal ve psikolojik şiddetin en çok bulunduğu yer kadının aile ortamıdır.
Bir kadın aile ortamında duygusal veya fiziksel şiddete maruz kaldığında;
Kadının iş yerinde duygusal şiddete uğramasının bir diğer adı Mobbing’tir. Anlamı ise psikolojik şiddet, kuşatma, taciz ve rahatsız etme veya sıkıntı verme anlamına gelmektedir. Kadının işyerinde uğradığı mobbing psikolojik kaostur ve fikir ayrılığından cinsiyet ayrımına kadar her tür faktör içerebilmektedir. Mobbing ise şu davranışları kapsamaktadır:
İşyerinde iş arkadaşları veya işvereni tarafından duygusal şiddet adı altında uğrayan kadın şunları yapmalıdır:
Mobbinge uğradığını düşünen kadın kendisine uygulanan davranışlarla ilgili açık ve net deliller toplamaya başlamalıdır. Tanık, maaş kesme varsa bordrolar, kamera kayıtları, e- mailler, verilen işlerle ilgili belge ve örnekler alınarak delil olarak sunulabilir. Çünkü yargıya intikal eden davalarda delil etkin bir yargılama için önemlidir. Mobbing sebebiyle maddi-manevi tazminat davası dahi açılabilmektedir.
Sadece hukuk davası değil aynı zamanda mobbingle ilgili ceza davası da görülmektedir. Türk Ceza Kanunu'nun 105. maddesinde “Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında mağdurun şikâyeti üzerine, üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına veya adli para cezasına hükmolunur. Bu fiiller; hiyerarşi, hizmet veya eğitim/öğretim ilişkisinden kaynaklanan nüfuzu kötüye kullanılmak suretiyle ya da aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan yararlanılarak işlendiği takdirde, yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yarı oranında artırılır. Bu fiil nedeniyle mağdur; işi bırakmak, okuldan veya ailesinden ayrılmak zorunda kalmış ise verilecek ceza bir yıldan az olamaz.” denilmektedir. Yani işyerinde mobbing ceza arttırıcı bir sebep olarak görülmektedir. /Haber Merkezi