PROF. DR. SARI UYARDI: “MÜSİLAJLA MÜCADELE ŞART”
Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı, Marmara Denizi’nde aylardır etkisini sürdüren müsilajın deniz yaşamını ve ekonomiyi ciddi şekilde tehdit ettiğini belirtti.
Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı, Marmara Denizi’nde dört aydır etkisini sürdüren müsilajın ekolojik ve ekonomik zararlarının giderek arttığını söyledi. Ekim ayı sonunda başlayan müsilajın, kısa sürede tüm Marmara’ya yayıldığını ve Kuzey Ege’ye kadar ulaştığını belirten Sarı, “Ocak ayından bu yana Marmara Denizi’nin yüzeyden 30 metre derinliğe kadar olan su kolonu ile Bozcaada, Gökçeada çevresi ve Saros Körfezi müsilajla kaplı.” dedi.
Deniz Ekosistemi Tehdit Altında
Deniz yüzeyinde başlayan müsilajın zamanla dibe çökerek birçok deniz canlısını tehdit ettiğini vurgulayan Prof. Dr. Sarı, “Pina, midye, istiridye, sünger ve mercan gibi canlıların üzeri adeta bir yorgan gibi müsilajla örtülmeye başladı. Özellikle süngerlerde ve pinalarda ölümler görülüyor. Deniz çayırları, fotosentez yapamadıkları için ciddi risk altında. Müsilaj örtüsü kalınlaşıp süre uzadıkça deniz çayırlarında büyük kayıplar yaşanacak.” diye konuştu.
Balıkçılık ve Turizm De Risk Altında
Müsilajın ekonomik etkilerinin şimdilik en çok balıkçıları etkilediğini belirten Sarı, büyük teknelerin Karadeniz ve Ege’ye yöneldiğini, küçük ölçekli balıkçıların ise müsilajla mücadele etmek zorunda kaldığını söyledi. Önümüzdeki dönemde suların ısınmasıyla birlikte müsilajın daha geniş alanlarda görünür hale geleceğini dile getiren Sarı, “Bu durum deniz taşımacılığını ve turizmi de olumsuz etkileyecek. Marmara kıyılarındaki otel, restoran ve eğlence mekanları için büyük bir tehdit söz konusu...” dedi.
Atık Deşarjı Devam Ediyor
Müsilajın başlıca nedenlerinden biri olan deniz kirliliğine karşı yeterli önlemlerin alınmadığını belirten Sarı, merkezi ve yerel yönetimlerin aldığı kararların henüz uygulamaya yeterince yansımadığını söyledi. “Halen Marmara Denizi çevresindeki evsel atıklar, adı ‘derin deşarj’ olarak anılan ancak gerçekte açıktan atık boşaltma yöntemleriyle denize bırakılıyor. Sanayi kuruluşları da arıtmadan akarsulara atıklarını salmaya devam ediyor” diyerek durumun ciddiyetine dikkat çekti. Marmara Denizi’nin kurtarılması için acil önlemler alınması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Sarı, “İklim değişikliği nedeniyle deniz yüzeyi sıcaklıkları artıyor. Müsilajdan kurtulmanın tek yolu, denizle kurduğumuz yanlış ilişkiyi değiştirmekten geçiyor. Çalışmayan arıtma tesisleri bir an önce faaliyete geçirilmelidir. Sanayi atıkları denetlenmeli, bireysel olarak kimyasal kullanımını azaltarak hepimiz denizin iyileşmesine katkıda bulunmalıyız.” ifadelerini kullandı. Haber: Mihriban Nur Uysun