Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) koordinasyonuyla 27-28 Haziran tarihlerinde Türkiye’nin dört bir yanındaki 150’ye yakın üniversitede eş zamanlı olarak başlatılan "Bilim Kafe" etkinlikleri kapsamında düzenlenen söyleşi, coğrafi yaygınlık ve katılımcı sayısı bakımından dünyanın en büyük bilim kafe organizasyonları arasında yer alıyor.
Söz konusu etkinlikte, Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı konuşmacı olarak yer aldı. Katılımcılara Marmara Denizi’nin mevcut durumu, müsilajın oluşum süreci ve bu çevresel tehdidin sosyal, ekonomik ve ekolojik etkileri hakkında kapsamlı bilgiler verdi.
Prof. Dr. Sarı, müsilajın yalnızca deniz yaşamını değil, kıyı kentlerinde yaşayan insanları da doğrudan etkileyen ciddi bir çevre sorunu olduğunu vurguladı. Söyleşi, sunumun ardından soru-cevap bölümüyle devam etti ve vatandaşların konuyla ilgili soruları Prof. Dr. Sarı tarafından yanıtlandı.
Etkinliği düzenleyen Bilim İletişim Ofisi, Nisan ayı itibarıyla Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi bünyesinde kuruldu. Bu ofisler, üniversitelerde üretilen bilgi ve bilimsel çalışmaları toplumla paylaşmayı, halkın bilimle daha yakın ilişkiler kurmasını hedefliyor. Üniversite yetkilileri, benzer etkinliklerin yıl boyunca sürdürüleceğini ve bilimi daha ulaşılabilir hale getirmek için çalışmalar yapılacağını ifade etti.
Prof. Dr. Mustafa Sarı ayrıca yürüttüğü bilimsel çalışmalardan da söz etti. Marmara Denizi’ni doğal yollarla destekleyebilecek canlı türlerinden biri olan “Pina” üzerine yapmış olduğu projelere değinerek, “Pinalar 50 yıla kadar yaşayabilen ve saatte 6 litre deniz suyunu filtreleyebilen canlılardır. Yani bir tür doğal arıtma sistemidir. Eğer onları korursak, denizi de kurtarabiliriz. Marmara Denizi için umut Pina’dır, Pina içinse tek umut Marmara’dır,” diyerek bu canlıların korunmasının önemine dikkat çekti.
“Mar-Pina” ve “Mar-çayır” adını taşıyan iki ayrı projeyle Marmara’daki bu canlıların haritasını çıkardıklarını belirten Sarı, 600’den fazla dalış yapılarak yapılan bu çalışmalarda pinaların ve deniz çayırlarının yoğunlukla bulunduğu bölgelerin tespit edildiğini, böylece yoğunluk haritasının çıkartıldığını söyledi. Konuşmasının sonunda toplumun tüm kesimlerine çağrıda bulunan Sarı, “Pasif vatandaşlık dönemi bitti. Artık herkes aktif vatandaş olmalı. Belediyeler, bakanlıklar, vatandaşlar birlikte hareket etmeli. Arıtma sistemlerinin etkin kullanımı sağlanmalı. Deniz, doğrudan bize mesaj gönderiyor ama biz hâlâ gerekeni yapmıyoruz. Eğer birlikte hareket etmezsek, sadece denizimiz değil, tüm doğamız elimizden kayıp gidecek.” diyerek sözlerini tamamladı.
Haber: Serhat Barış