Kırcı: Küresel İtibarını Düşünenler Barış Sürecini Canlandırmalı

TBMM Başkanlık Divanı Üyesi AK Parti Balıkesir Milletvekili Sema Kırcı, ABD- İngiltere ve Fransa’nın Suriye’deki rejime ait askeri noktaları bombalamasıyla ilgili olarak yazılı bir açıklama yaptı.

Suriye’deki insanlık krizi karşısında 8 yıldır sessiz kalan Batılı ülkelerin Duma’daki olaylardan sonra vicdanları olduğunu hatırladıklarına dikkat çeken Kırcı, konvansiyonel silahlarla katledilenlerin bir kenara konulamayacağını, somut sonuçlar almak için bakış açısının değişmesi gerektiğini söyledi. Türkiye’nin tutumuna da değinen Kırcı, Türkiye’nin hedefinin zulüm bataklığını kurutmak olduğunu söyledi.

Esed’in Zalim Olduğu Yeni Mi Aklınıza Geldi

7 Nisan 2018’de Şam’ın doğu kırsalındaki Duma’da onlarca çocuk, kadın ve erkek rejim tarafından katledilmiştir. Ardından ABD-İngiltere ve Fransa gibi Batılı ülkeler kimyasal silahlarla bağlantılı hedeflere saldırı düzenlediklerini ilan etmişlerdir, diyen Kırcı sözlerine şöyle devam etti. “Suriye’de 8 yıldır önce rejimin zulmüne sessiz kalınmış, ardından bir biri ardına terör örgütleri sahaya sürülmüştür. Önce DEAŞ gibi bir terör örgütü sahneye çıkarılmış, sonrasında onunla mücadele ettiği iddia edilen ve himaye altına alınıp desteklenen PYD gibi bir başka terör örgütü vahşice alan kazanmaya başlamıştır. Terör örgütleri ülkede cirit atarken,  insanlar rejim tarafından vahşice katledilirken Esed’i durdurmak için kıllarını kıpırdatmayan Batılı ülkeler Duma’daki olaydan sonra birden vicdanları olduğunu hatırlamışladır. Esed’in zalim olduğu yeni akıllarına gelmiştir” dedi.

Konvansiyonel Silahlarla Katledilenleri Bir Kenara Koyamayız

8 yıldır katledilen 1 milyon insanı umursamayanlar, Ege ve Akdeniz göçmen mezarlığına dönüp Aylan bebekler kıyılara vururken, Halep’te tarih ve insanlık katledilirken, Tel Abyad’dan insanlar sürülürken bu tepkiyi göstermiş olsalardı rejim de terör örgütleri de kendilerinde bu cüreti bulamayacaktı, diyen Kırcı devamında “Suriye’deki krizi sadece zehirli gaz kullanımına bağlamak eksik bir bakış açısıdır. Katliam katliamdır, bunun kimyasalı konvansiyoneli olmaz. Barış ve huzurun sağlanması için gerek kimyasal gerek konvansiyonel silahlarla yapılan insanlık dışı ve hak hukuk tanımaz saldırıların durdurulması şarttır. Sivillere yönelik toplu katliamlarla Suriye’yi tekrar yönetebileceğini düşünen rejim ve kanlı terör örgütleriyle topyekûn mücadele edilmelidir.Bu bakış açısı değiştirilmeden Suriye’de savaşı sonlandırmaya yönelik bir adım atılması mümkün değildir” dedi.

Küresel İtibarını Düşünenler Barış Sürecini Canlandırmalı

Bugün büyük bir insani krizle karşı karşıya bulunan Suriye’nin; ülkelerin birbirleriyle hesaplaşacağı, insani hassasiyetler üzerinden şov yapılacak, insanlık nazarında imaj düzeltilecek bir yer olmadığını belirten Kırcı “Sayısız ikili ve çoklu uluslararası görüşmeye karşın trajedi devam etmektedir. Küresel itibarını kurtarmak isteyenler önce siyasi çözüm ihtiyacını görmeli ve Cenevre’deki barış sürecini canlandırma gayreti içinde olmalıdır. Mültecilerin acil ihtiyaçlarının karşılanmasına destek olunmalı, PYD gibi terör örgütlerine ilkesel olarak mesafe konulmalıdır. Aksi halde istikrarsızlık bitmeyecek, kriz daha da derinleşecektir” dedi. 

Türkiye’nin Hedefi Zulüm Bataklığını Kurutmaktır

Suriye konusunda birçok ülke çelişki içindeyken Türkiye daima mazlumun yanında yer almış, insani bir tutum takınmış, Suriye’de başlayan ve bölgeye etkisi altına alan olayların sonuçları hakkında uluslararası toplumu uyarmıştır, diyen Kırcı, devamında şunları kaydetti. “Türkiye masum sivillere kucak açarak insanlığın onurunu kurtarmıştır. Gerektiğinde rejimin ve terör örgütlerinin tasallutu altındaki mazlumları kurtarmak için doğrudan inisiyatif almış, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatı’nı icra ederek barışın ve istikrarın teminatı, güven veren bir aktör olduğunu ispatlamıştır. Sınırlarını terör örgütlerinden temizlemek ülkemizin ulusal çıkarıdır ve bundan asla taviz verilmeyecektir. Türkiye’nin hedefi gerek rejimden gerekse terör örgütlerinden kaynaklanan zulüm bataklığını kurutmak ve ülkede sürdürülebilir bir düzenin kurulmasını sağlamaktır. Türkiye, bu prensip etrafında kendisiyle işbirliği yapmak isteyen ülkelerle de çalışmaya hazırdır” dedi.