İYİ Parti Balıkesir İl Başkanı Özlem Ural, İl ve İlçe yönetimleri ile birlikte ilçelerde, mahalle ve köylerde çalışmalarına devam ediyor.
İYİ Parti Balıkesir İl Başkanı Özlem Ural, İl ve İlçe yönetimleri ile birlikte Karesi İlçesine bağlı Naipli ve Bakacak Mahalleleri sakinleri ile bir araya gelerek vatandaşın nabzını tuttular. İYİ Parti Balıkesir İl Başkanı Özlem Ural, Yapılan ziyaretlerden sonra yaptığı açıklamalarda, “İnsanlar farklı, hayatlar farklı, kelimeler farklı olsa da bütünü görebildiğinizde dertler aynı, hayaller ve kırıklıkları aynı. 17 yaşındaki ülkenin geleceği de 65 yaşındaki hafızası da tek bir konuda birleştiğini görebiliyoruz. Z kuşağı ile kayıp kuşağın ortak bir paydada birleşmiş olması, ülke genelinde artık fikir birliğinin oluştuğunun göstergesidir. Bu göstergede, ibrenin ne tarafta olduğunu hep birlikte göreceğiz.” Sözlerine yer vererek, “İnsanlar hal ve hatırları sorulduğuna önce bir şaşırıyorlar. Şaşkınlıklarını üzerlerinden atabildiklerinde başlıyorlar anlatmaya. Bazen sitem dolu, bazen içten, bazen inançsız,” dedi.
İYİ Parti Balıkesir İl Başkanı Özlem Ural, şunları söyledi, “Naipli Mahallesi’nde girdiğimiz bir kahvede asılı olan fotoğrafı görünce, kahvede oturanlara, bu fotoğrafın hikayesini dinlemek isteyip istemediklerini sordum. Konu Atatürk olunca, insanlar dikkat kesiliyor, oluşan sessizlik dinlemeye hazır olduklarının işaretiydi. ‘Bu fotoğraf ikinci kez çekilmiş sebebi ise Gazi’nin Sarı diye hitap ettiği fotoğrafçısının kıyamadığı gözyaşları olmuş. Cumhuriyetin kuruluşunun altıncı yılında yani 29 Ekim 1929’da Kemal Paşa ve beraberindekiler Meclis’ten çıktıklarında Ali Rıza yani Sarı, itiş kakış içinde, kadrajı ayarlayıp fotoğrafı çekene kadar Atatürk ve beraberindekiler çoktan Meclisin önünden ayrılmış ve ilerlemiştir. Sarı bu tarihi anı, çekemediği için ağlamaya başlar. Bunu fark eden Gazi “Hey Sarı! Söyle bakalım neden ağlıyorsun?” dediğinde durumu öğreniyor ve büyük bir olgunlukla tüm devlet erkanına seslenerek “Arkadaşlar tekrar içeri girip yeniden çıkacağız. Sarı bizim fotoğrafımızı çekecek!” der. Bir kişinin göz yaşlarına kıyamayıp tüm devlet erkanının buna saygı duymasına sağlayan yüce bir gönlün eseri değildir de nedir? Ve sonra halkımız anlatmaya başladı,
‘Milleti bitirdiler ya Allah razı olsun’ diyen amcamızın sözünü, Merkez Bankası’nın faiz kararı sonrasında, Türk Lirasının değer kaybından dert yanarak ‘Yazık ettiler Türkiye’ye be! Bitirdiler Türk Parasını’ diyen bir abimiz tamamladı. ‘Çıkarın yastık altındakileri derler mi yine bilmiyorum ama yastık altında 3 çay parası kaldı. Neyini bozduracağız bundan sonra bakalım. Unun çuvalı geçen hafta 275 Liraydı bugün 300 Lira oldu’ diyerek hayat pahalılığından dertlenen başka bir kardeşimiz hepimizin duygularına tercüman olmaya çalıştı.
İçinde sadece gençlerin, olduğu bir kahvede ‘Ülkenin gündemini takip ediyor musunuz gençler’ sorusuna ‘Neyini takip edelim BATIYOR İŞTE’ ve ‘Elimde imkan olsa bir dakika bu ülkede kalmam’ cevapları ise acı bir tebessümün yüzümüze oturup kalmasına yetti de arttı bile.
Bakacak Mahallemizde de durum hiç farklı değildi aslına bakarsanız. Dedik ya ‘İnsanlar farklı, hayatlar farklı, kelimeler farklı olsa da dertler aynı, hayaller ve kırıklıkları aynı.’
‘50 tane koyunu bedava verseler almam. Elde edeceğim gelir onların ne yemine ne masrafına yetmez.’ diyen bir vatandaşımız, ülkede hayvancılığın, ‘Tarım Bakanı kepek ekin diyor. Hey Allah’ım kepek ekilir mi hiç! Adam kepeğin ne olduğunu bilmiyor. Ne günlere kaldık.’ sözleri de ülkedeki tarımın geldiği son durumu, bizlerin cümle kurmak için nefesimizi harcamamıza gerek kalmayacak şekilde özetlemeye yetiyor.
İnsanlarımızın içine düştüğü, düşürüldüğü güven bunalımını, su yüzüne çıkaran soru olarak karışımıza çıkan ‘Siz geldiğinizde düzeltebilecek misiniz’ sorusu ise bizleri hiç şaşırtmıyor. Bu güvensizliği kırabilmek çok zor olsa da Genel Merkezimizin ülke geleceğini aydınlatabilmek için canla başla çalışan İYİ’lerinin üzerinde çalıştıkları, ARTAGAN projesi, Rüzgar Gülü Projesi ve her il için ayrı ayrı hazırlanan kalkınma planları hakkında paylaştığımız bilgiler ile insanlarımızda, umutsuzluğa mahkum olmadıkları fikrini yeşertmeye yetiyor.
Bu arada bilmeyenler için ARTAGAN, Artmak fiilinden türetilmiş, bolluk ve bereket anlamına gelen eski Türkçe bir kelimedir.’ diyor ve Naipli ve Bakacak Mahallelerinin tüm ülkeye tercüman olan sözlerini yorumsuz olarak yine bizlerle ve sizlerle paylaştıktan sonra adet olduğu üzere ‘Biz gelene kadar Allah’a emanet olun’ sözleri ile açıklamasını tamamlıyor.” /Umut Osman Sunci