TEMA Vakfı, Erozyonla Mücadele Haftası’nda erozyon kaynaklı toprak bozulumunun biyolojik
çeşitliliğe olan etkisine dikkat çekiyor.
TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, sunduğu birçok ekosistem hizmetinin yanında, toprağın biyolojik çeşitliliğin dörtte birine ev sahipliği yaptığını belirterek, erozyona karşı toprağı koruyan uygulamaların önemini vurguladı.
Bu yıl 15 - 21 Kasım tarihleri arasında kutlanan Erozyonla Mücadele Haftası’nda TEMA Vakfı, erozyonile biyolojik çeşitlilik arasındaki olumsuz etkileşimin altını çiziyor.
Erozyonun, toprak bozulumunun en önemli sebeplerinden biri olduğunu söyleyen TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, bunun da biyolojik çeşitliliğin kaybında önemli bir etkisi olduğunu ifade etti.
Ataç, “Erozyon kaynaklı toprak bozulumu, arazi tahribatı, iklim değişikliği, doğal varlıklardan aşırı yararlanma, işgalci türler ve kirlilik gibi sorunlar, biyolojik çeşitlilik kaybının ana nedenleri arasında sıralanabilir. Toprak bozulumunun en yaygın ve en büyük sebeplerinden biri de erozyondur. Bugün iklim değişikliğiyle artan sağanak yağışlar, yaşadığımız sel gibi felaketlerle birlikte erozyonun şiddetini de artırıyor. Dünyada her yıl ortalama 75 milyar ton toprak erozyona uğruyor. Bu durum, her 5saniyede bir futbol sahası büyüklüğünde toprağın su ve rüzgarla taşınması anlamına geliyor. Türkiye’de ise yılda 642 milyon ton toprak erozyona uğruyor” dedi.
Ataç, “Ormansızlaşma, meralarda aşırı otlatma ve toprak koruma tedbirleri alınmaksızın yapılan tarım uygulamaları erozyonun en temel sebeplerini oluşturuyor. Arazi tahribatına neden olan bu faaliyetlerin iklim değişikliğinde de önemli rolü bulunuyor. Atmosferdeki karbon birikiminin %23’ü arazi tahribatından kaynaklanıyor. Buna karşılık iklim değişikliği ile mücadelede, toprak karbon stoğunun korunması ve artırılması en etkili yollardan birini oluşturuyor." dedi. /Memet Koşar