Bilim insanları, Marmara Bölgesi’nde büyük bir depremin yaşanacağı konusunda vatandaşları uyarmaya devam ediyor. İstanbul başta olmak üzere bölgedeki pek çok il için risk oluşturan bu depremin, ciddi yıkımlara ve can kayıplarına yol açabileceği vurgulanıyor. Deprem kuşağında yer alan Bandırma’nın bu felakete ne kadar hazırlıklı olduğu ise merak konusu.
911 Arama Kurtarma Derneği Başkanı Mustafa Gürsoy, olası Marmara Depremi’ne karşı alınması gereken önlemler ve Bandırma’daki mevcut duruma ilişkin açıklamalarda bulundu. Gürsoy, depremin etkilerinin yalnızca yıkımla sınırlı kalmayacağını belirterek, güvenlik, ulaşım ve barınma gibi pek çok alanda büyük sorunlar yaşanabileceğine dikkat çekti.
“ÖNCELİĞİN YARDIM ARAÇLARINA VERİLMESİ KRİTİK ÖNEME SAHİP”
Bandırma’da yıllar önce yapılan Afet Çalıştaylarında 2000 yılı öncesi inşa edilen 11 bin 500 binanın olduğunu belirten Gürsoy, olası bir Marmara Depremi’nde 46 bin kişinin risk altında olduğuna dikkat çekti. Gürsoy, “Marmara Denizi çevresindeki illeri de hesaba katacak olursak, bir milyon vatandaşımız bu depremden etkilenecek demektir. Üstelik böyle bir afet durumunda acil sağlık hizmetlerinin, güvenlik ve kurtarma birimlerinin yıkılan yüz binlerce haneye aynı hızda ulaşması mümkün olmayacaktır. Organ mafyaları, hırsızlıklar, çocuk kaçırmaları gibi her türlü tehdide açık hale gelecek ortamda vatandaşlar zor durumlar yaşayacaktır. En kötü senaryoda, beklenen deprem 99 Marmara Depremi gibi yaz sıcağında gerçekleşirse, enkaz altındaki cenazelerin hızla bozulması, koku ve beraberinde salgın hastalık riskinin artacağı gerçeği için tahmine gerek yoktur. Veya 2023 Kahramanmaraş Depremi'nde olduğu gibi dondurucu bir kış gününde bu deprem olursa, bu defa da enkaz altında hayatta kalanların hipotermiye girerek hayatlarını kaybedebileceği acı gerçeği ortadadır. Köprü ve yolların depremde zarar görmesi de ulaşım sorunu yaratacak, bu da yardımların gecikmesine neden olacak başka bir problem olarak değerlendirilmektedir. Böyle bir durumda önceliğin yardım araçlarına verilmesi kritik öneme sahiptir.” dedi.
"46 BİN KİŞİ RİSK ALTINDA"
Olası Marmara depreminde yeterli yardımın gelemeyeceğini belirten Gürsoy, “Bandırma’da daha önceki yıllarda yaptığımız Afet Çalıştaylarında, 2000 yılı öncesi inşa edilen 11 bin 500 bina olduğu tespit edilmişti. Bu da ‘11 bin 500 bina x her binada 4 kişi desek 46 bin kişi risk altında’ demektir. Olası bir yıkımda enkaz altında kalabilecek kişi sayısı ve yaşanacak o anlar hiç de iç açıcı görünmüyor. Binlerce bina yıkıldığında ne bu kadar ekibi ne de kurtarma araç ve gereçlerini kimse bulamayacaktır. Kurtarma araç ve gereçlerinin yetersizliği, can kayıplarını artırır. Kapıdağ’ın dibinden, yani Karşıyaka’dan başlayıp Kyzikos-Düzler hattından BAGFAŞ Gübre Fabrikalarının üzerinden devam eden fay hattında bir deprem meydana gelse, 10 saniye sürse, bu 10 saniye içinde Bandırma’da büyük bir yıkım ve can pazarı yaşanacaktır. Erdek, Gönen, Manyas’ın da etkileneceğini düşünürsek oluşabilecek kötü tabloyu tahmin etmek bile istemeyiz. Yeterli yardım gelemeyecektir. Dar sokaklar ve yüksek binalar ayrı bir handikap olacaktır. Olası bir depremin yıkımında kurtarma araçları bile enkaz bölgelerine giremeyecektir. Çadır kentlerin kurulacağı güvenli alanların şimdiden hazırlanması gerekmektedir. Bandırma’da deprem neticesinde yıkımlar oluştuğunda barınma alanları, yani çadır, konteyner gibi ihtiyaçlar hali hazırda hazırlanmış değildir. Belediye Afet Müdürlükleri’nin bu konularda hiçbir çalışması da maalesef yoktur.” diye konuştu.
"GÖNÜLLÜ SAYIMIZI ARTIRMALIYIZ, NE KADAR ÇOK OLURSAK O KADAR HAYAT KURTARIRIZ"
Vatandaşları gönüllü olmaya davet eden Gürsoy, “Olası Marmara Depremi’nde Bandırma’da yaşanacaklara karşı yeterli gönüllü ve malzeme sayısına ulaşamazsak biz de yeterli gelemeyeceğiz. El birliğiyle bütün bu sıkıntıları aşmamız ve hazırlanmamız gerekir. Bu konuda bizimle çalışmak, eğitim almak, desteklemek isteyen vatandaşlarımızı bizimle irtibata geçmeye, yetkililerimizi sorumluluk almaya ve bir afet sonrası yaşanacak olumsuzlukları önlemek için önlemler almaya davet ediyoruz. Her şey kâğıt üzerinde dört dörtlüktür ama uygulama yoktur. Uygulamada maalesef birçok alanda olduğu gibi bu alanda da sınıfta kalıyoruz. Kentimizin öncelikli planları arasına olası ‘Marmara Depremi'ne hazırlık yapma planlamaları’ eklenmeli ve bunlar hayata geçirilmelidir. Bizler, bu alandaki arama kurtarma profesyonelleri olarak ve yine bu alanda birçok projeye sahip kişiler olmamıza rağmen yetkililerden yeterli destek göremediğimiz için kaynak ve araç gereç eksikliği çekmekteyiz. Bu da çalışmalarımızı, projelerimizi gerçekleştirmemizde en büyük engeli teşkil etmektedir. Gönüllü sayımızı artırmamız da gerekmektedir. Ne kadar çok olursak, o kadar çok hayata dokunabiliriz.” dedi.
Haber: Selin Girgin