güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

Emek Platformundan Barış Çağrısı

Bandırma Emek ve Demokrasi Platformu Bileşenleri, Bandırma Cumhuriyet Meydanında Sivil Toplum Kuruluşlarıyla bir araya gelerek 1 Eylül Dünya Barış Günü nedeniyle bir basın açıklamasında bulundu.

Haber Giriş Tarihi: 03.09.2018 11:15
Haber Güncellenme Tarihi: 03.09.2018 11:15
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bandirmayasam.com.tr
Emek Platformundan Barış Çağrısı

Bandırma Emek ve Demokrasi Platformu Bileşenleri, Bandırma Cumhuriyet Meydanında Sivil Toplum Kuruluşlarıyla bir araya gelerek 1 Eylül Dünya Barış Günü nedeniyle bir basın açıklamasında bulundu.

Bandırma Emek Platformu adına Eğitim İş Bandırma Şube temsilcisi Mustafa Kocataş Cumhuriyet Meydanında Sivil Toplum Kuruluşlarıyla bir araya gelerek 1 Eylül Dünya Barış Günü nedeniyle basın açıklamasında bulundu. Eğitim-Sen, DİSK, Emekli Sen, Petrol İş, Genel-iş, Türk- İş’e bağlı sendikalar yer aldı. Basın açıklamasının sonunda barışın simgesi olan beyaz güvercinleri gökyüzüne bırakılarak özgürlüklerine kavuştu.

‘Bütün Savaşlar İç Savaştır. Çünkü Tüm İnsanlar Kardeştir’    

Kocataş açıklamasında şunlara yer verdi“ İnsanlıktarihinin en acımasız, en kanlı ve en kirli savaşı olan İkinci Emperyalist Paylaşım Savaşı’nın başladığı ,1 Eylül 1939 tarihinin üzerinden tam 79 yıl geçti. Ardında en az elli milyon ölü, milyonlarca engelli, moloz yığını haline gelmiş kentler, büyük bir acı ve gözyaşı bırakan bu büyük yıkımın başladığı tarih olan 1 Eylül, tüm dünyada Barış Günü olarak kutlanıyor. Ancak aradan geçen 79 yıla rağmen emperyalist ülkeler ve güçler savaştan, kan dökmekten, barbarlıktan vazgeçmiyorlar! Dünyayı kana bulamaya devam ediyorlar. ‘Bütün Savaşlar İç Savaştır. Çünkü Tüm İnsanlar Kardeştir’    

    Yüzlerce yıldır sahnelenen emperyalist hegemonya alanlarını genişletme projesi, halklar arasındaki milliyet, din, dil, etnik kimlik farklılıklarını, düşmanlaştırma politikalarına, savaşlara alet etmeye devam ediyor.

     Sürüp giden savaşlarda yok olan hayatlar, doğada yaratılan tahribat, açlığa, susuzluğa, sefalete sürüklenen milyonlar, göç yollarında yitip giden yüz binler, her geçen gün derinleşen gelir adaletsizliği, emperyalist güçlerin umurlarında bile değil.

     21. Yüzyılın dünyasında, Ortaçağ gericiliği ve zulmü ile karşı karşıya kalan, katledilen, savaş ganimeti olarak köle pazarlarında satılan kadınlar, cesetleri kıyılara vuran Aylan bebekler umurlarında bile değil… Çünkü onların egemenliğinin, sömürü politikalarının sürmesi halkların bölünüp, parçalanmasına, düşmanlaştırılmasına bağlı..

    Başta, yanı başımızdaki Ortadoğu olmak üzere, tüm dünyada silahlar konuştukça, bütün insanlık ağır bedeller ödüyor. Eşitliğe, özgürlüğe, demokrasiye dair temel kazanımlar her gün biraz daha yok ediliyor. Çünkü onlar savaştan, savaş ortamının sunduğu sömürüden besleniyorlar.

     Kendilerine bağladıkları kukla yönetimleri ‘vekâlet savaşları’ adı altında maşa olarak kullanırken, kardeşi kardeşe kırdırıyor, sınırları yeniden çiziyorlar. Hiç yüzleri kızarmadan binlerce sivilin yaşamına mal olan askeri operasyonlarına bile ‘Barış Harekâtı’ adı veriyorlar.

    Çünkü onların gözleri her baktığı yerde sadece doların yeşilini, petrolün siyahını görüyor… Savaşı Zenginler Çıkarıyor, Bedelini Yoksullar Ödüyor! Her dönem olduğu gibi bugün de savaşa karar verenler kendi çocuklarını cephenin uzağında tutuyor. Yıkımın faturası yoksullara ve emekçilere  kesiliyor. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de savaşların, darbelerin ve ekonomik krizlerin bedelini, yoksul halklarımız ve emekçiler ödemeye devam ediyor.

. SAVAŞIN KAZANANI BARIŞIN KAYBEDENİ OLMAZ! SKürt sorununun barışçı ve demokratik bir temelde çözüm yolunun kapatılması, çatışmaların artarak devam etmesinden, gençlerimizin, çocuklarımızın birer birer toprağa düşmesinden, dolayısıyla, yıllardır kanayan yaranın, daha da derinleşmesinden başka bir şeye hizmet etmiyor..

   . Halkları ve emekçileri kutuplaştıran, karşı karşıya getiren politika, tüm yurttaşların can ve mal güvencesini, emekçilerin onurlu çalışma hakkını ve iş güvencesini yok sayan saldırılara her gün bir yenisinin eklenmesinin kapısını, ardına kadar açıyor. Ülke kaynaklarından üretime, istihdama, yatırıma, kamu hizmetlerine ayrılan pay gittikçe kısılırken ,silahlanmaya  ayrılan pay artıyor. Barış demenin nerdeyse yasaklandığı ülkemizde, sermayeye, rantçılara, kara para aklayıcılara çıkarılan vergi ve imar aflarına ‘vergi barışı,’ ‘imar barışı’ denilerek ,kamu kaynakları sermayeye peşkeş çekiliyor. 

      Yıllardır ülkeyi dışarıya, emperyalist ülkelere bağımlı hale getiren, halkın emekçilerin alın terinin ürünü kamu iktisadi teşebbüslerini sermayeye yok pahasına satan, halktan topladıkları vergileri yandaşlarını beslemek için betona, inşaata gömenler, bugün yaşanan krizi ‘ekonomik savaş’ olarak yutturmaya çalışıyor. “

   Hepimiz aynı gemideyiz, batarsak hepimiz batarız” nakaratını tekrar edenler, yıllardır hayata geçirdikleri emek karşıtı ,sermaye yanlısı politikalarla, yoksulluk ve sefalete ittikleri işçilerden ve emekçilerden daha fazla fedakarlık istiyorlar.

  Parası olana 28 günlük bedelli askerliğin kapıları sonuna kadar açılırken olmayana 1 yıllık zorunlu askerlik dayatılıyor. Siyasi iktidarın kendinden olmayan tüm kesimlere yönelik baskı, şiddet politikası, toplu gözaltı ve tutuklama operasyonları ‘rutin uygulamaları’ haline getiriliyor!.

 Hepimizin Barışın İyileştirici Gücüne İhtiyacı Var! Dünyada, bölgemizde ve ülkemizde yaşanan gelişmeler barış için daha fazla mücadele etmemiz gerektiğini gösteriyor. Hangi milliyetten, dinden, mezhepten olursak olalım, hepimiz adaletin, eşitliğin, kardeşliğin, paylaşımın, yardımlaşmanın, dayanışmanın, insanca bir yaşamın kalıcı hale getirildiği bir dünyaya, özlem duyuyoruz. Bu özleme kavuşmanın yolu savaş ve çatışmadan değil, barış ve kardeşlikten geçiyor

 Savaş ve çatışma ortamını besleyerek, ülkemizin içinden çıkılmaz bir felakete sürüklenmesine karşı, hepimizin Barışın İyileştirici Gücüne İhtiyacı Var!;Bizler savaşın kazananı barışın ise kaybedeni olmadığı gerçeğinin, unutturulmak istenmesine, Savaşların ve çatışmaların, ülkenin adım adım sürüklendiği krizin faturasının yoksul halka ve emekçilere yıkılmasına, karşı, Ülkemizin geleceğine sahip çıkmak, demokrasiyi, laikliği, bağımsızlığı, barışı, eşitliği, özgürlüğü, adaleti savunmak ve gerçek kılmak için bugün ,1 Eylül’de buradayız.

  Yüreği kardeşlikten yana atan tüm emekçileri yan yana, omuz omuza olmaya, Tüm halkların eşit, özgür, insanca ve kardeşçe yaşayacağı bir dünyayı kendi ellerimizle kurmanın yolunu açmak için buradayız. Bizler Atatürk ün yurtta barış dünyada barış söylemini hayata geçirmek için buradayız. Serhat Barış                              

 

 

 

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.