BASIN MESLEĞİNİN İTİBARINI KORUMA YASASINI DESTEKLİYORUZ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Milleti provoke eden, halkı galeyana getiren, hele hele insanımıza hakaret eden gazeteci olmaz, olsa da ona gazeteci denmez. Para kazanmak, 3-5 tık daha fazla almak gibi bahaneleri asla geçerli mazeretler olarak göremeyiz. Millete saygısı olmayanın yaptığı işe de saygısı olmaz." dedi.

Gerçek gazeteciler olarak uzun süredir dile getirdiğimiz bu sorunlara Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dikkat çekmesi önemlidir. Son dönemlerde gazetecilik mesleğine karşı duyulan saygı kaybolurken, her eline cep telefonu ya da mikrofon alanın "gazeteciyim" diyerek toplantı ve protokollerde saygısızca davranışlar sergilemesi, mesleğin itibarını ciddi anlamda sarsmıştır.  

Gazetecilikte Köklü Sorunlar Mevcuttur

Gazetecilik, birçok köklü sorunla karşı karşıya. Özellikle gazeteci olmadıkları hâlde bu sıfatla dolaşanların ortaya koyduğu davranışlar büyük bir problem teşkil ediyor. Şantajcılık gibi etik dışı faaliyetler bu sorunların başında gelirken, meslek standartlarının eksikliği de mesleğin değerini düşürmektedir. Herkesin kolaylıkla gazeteci olabilmesi, meslek için büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Bu nedenle yasal düzenlemelerle bir standartın sağlanması şarttır. Mesleğe dahil olacak kişilerin meslek etiği konusunda eğitim almaları gerekmektedir.

Gazetecilik yapmayan kişilerin bu mesleğin adını kullanmasını istemiyoruz. Bu bağlamda dernek ve cemiyetlere yalnızca gazetecilikten geçimini sağlayan kişilerin üye olması gerektiğini savunuyoruz. Ülkemizde müteahhitlik, siyaset ve gazetecilik gibi üç meslek dalının herkesin kolayca yapabildiği bir alan hâline gelmesi, özellikle gazetecilik mesleğinde ciddi bir saygınlık kaybına neden olmuştur. Ancak öğretmenlik, hemşirelik, Avukatlık ya da polislik gibi uzmanlık gerektiren alanlarda olduğu gibi gazetecilik için de bir düzenleme yapılması gerekiyor.

Her Canı Sıkılan Gazeteci Olamamalı

Hayatını bu mesleğe adamış gazeteciler olarak dönüp geçmişe baktığımızda, mesleğin saygınlığının giderek yok olduğunu üzülerek görüyoruz. Gazetecilik, eskiden prestijli bir meslek olarak saygı görürken bugün maalesef değerini kaybetmiş bir yapıya dönüşmüş durumda. Bunun en büyük sebeplerinden biri ise her önüne gelenin ben gazeteciyim diyebilmesi.

Herkesin kolayca gazeteci olduğu bir ortamda etik ilkelerden ve mesleğin itibarından bahsetmek mümkün değildir. Bu nedenle Meclis’ten geçecek bir meslek kanununa acilen ihtiyaç duyulmaktadır. Kimlerin gazeteci olabileceğine dair net kurallar belirlenmeli ve bu kurallar dışında kalan kişilerin gazetecilik yapmasına izin verilmemelidir. Böylesi bir düzenleme Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği gibi basın sektörüne hem güç hem de güven kazandıracaktır. Gerçek gazetecilerin olduğu bir basın ortamında, kamu kurumları da daha şeffaf ve hesap verebilir şekilde hareket edecektir.

Gazetecilik demokratik toplumların vazgeçilmez unsurlarından biridir ve saygın bir meslek olarak korunmayı hak ediyor. Bu doğrultuda, basının itibarını koruyacak ve mesleğin standartlarını belirleyecek bir kanunun çıkarılması gerekmektedir. Böyle bir adım, ülkemizin ilerlemesine de çok büyük katkı sağlayacaktır.

Milletvekili Özdemir’in TBMM’ye Sunduğu Kanun Teklifine, Tam Destek Verilmelidir

Milliyetçi Hareket Partisi Medya, İletişim ve Dijital Mecralardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir, sosyal medyada yaptığı açıklamalarla dikkat çekici mesajlar vermiştir. Özdemir, sokak röportajlarının kontrolsüz bir şekilde yapıldığını ve genellikle önceden planlanan mizansenlere dayandığını belirtmiştir.

Ayrıca Özdemir, son yıllarda "sokak röportajı" adı altında gerçekleştirilen bazı etkinliklerin aslında planlı senaryolar ve kurgular üzerine inşa edildiğini belirtmiştir. Bu içeriklerin toplumsal düzen açısından olumsuz etkiler yaratabileceğini vurgulayan Özdemir, bu tür yayınların bilgi aktarmaktan ziyade toplumda gerginlik oluşturmayı, insanları kin ve nefrete yönlendirmeyi ve kamu düzenini bozarak yanlış bilgilerle karmaşa yaratmayı amaçladığına inandığını ifade etmektedir.

Sosyal medya üzerinde yapılan bu tür röportajların, basın kuruluşlarına bağlı olmayan veya basın kartına sahip bulunmayan kişiler tarafından gerçekleştirildiğini vurgulamıştır. Bu nedenle, yetkili olmayan kişilerce yapılan bu tür girişimlerin basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceğini söyledi.

TBMM'ye sunulan yasa teklifine göre, bu tür faaliyetlerin kontrol altına alınması, yalnızca yetkilendirilmiş kişiler tarafından gerçekleştirilmesi ve kurallara aykırı hareket edenlere cezai yaptırımlar uygulanması hedeflenmektedir. Düzenlemenin temel hedefleri arasında basın mesleğinin itibarını korumak, toplumsal huzuru sağlamak ve bilgi kirliliğinin önüne geçmek bulunmaktadır.

Talebimiz Basın Mesleğinin İtibarını Koruyacak Şekilde Düzenlenme Yapılması

Bu kanun teklifini desteklediğimizi belirtirken, temel talebimizin, basın mesleğinin itibarını koruyacak şekilde düzenlenmesini önemsiyoruz. Ayrıca, izinsiz faaliyetlerin RTÜK veya Basın İlan Kurumu’na kayıtlı olmayan kişi ya da kuruluşlarca kontrolsüz bir şekilde gerçekleştirilmesinin önlenmesini talep ediyoruz. Bununla birlikte, teklifin bir Meslek Kanunu kapsamında ele alınmasını ve işini layıkıyla yapan basın mensuplarının haklarının korunmasının gözetilmesi gerektiğini de özellikle ifade etmek isteriz. Haber Merkezi