SON DAKİKA

Atakay’dan Sonra Akyazar’da Adaylığını Açıkladı

CHP’de yaklaşan İlçe seçimleri için adaylar tek tek belirlenmeye başladı. Atilla Atakay’dan sonra Ercan Akyazar’da CHP Bandırma ilçe başkanlığına aday olduğunu açıkladı. CHP ilçe örgütünde düzenlediği basın toplantısında“ Son derece mutsuz, huzursuz ve rahatsızım” diyen Ercan Akyazar” Ahval ve şerait içinde bu ilçeye başkan adayı olmaya karar verdim. Tek umut, siz, ben, biz ve ilçe örgütüdür” ifadesinde bulundu.

Haber Giriş Tarihi: 25.09.2017 10:46
Haber Güncellenme Tarihi: 25.09.2017 10:46
Kaynak: Haber Merkezi
Atakay’dan Sonra Akyazar’da Adaylığını Açıkladı

CHP’de yaklaşan İlçe seçimleri için adaylar tek tek belirlenmeye başladı. Atilla Atakay’dan sonra Ercan Akyazar’da CHP Bandırma ilçe başkanlığına aday olduğunu açıkladı. CHP ilçe örgütünde düzenlediği basın toplantısında“ Son derece mutsuz, huzursuz ve rahatsızım” diyen Ercan Akyazar” Ahval ve şerait içinde bu ilçeye başkan adayı olmaya karar verdim. Tek umut, siz, ben, biz ve ilçe örgütüdür” ifadesinde bulundu.

Basın toplantısına özgeçmişini tanıtarak başlayan Ercan Akyazar “Ben son derece rahatsızım ve mutsuzum arkadaşlar. Çünkü ülkem iktidarın keyfi uygulamaları altında inim inim inliyor. Umutsuz. Bunu da yapmazlar dediğimiz her şeyi yapıyorlar, hukuk dâhil inandığımız bütün değerlere saldırıyorlar, artık Kanun Hükmünde Kararnamelerle yönetiliyoruz, içinde bulunduğumuz karanlığı hepiniz en az benim kadar biliyorsunuz. Biz ise ana muhalefet partisi olarak bunları durduramıyoruz. 15 senedir bu böyle. Kendime her seçim kaybettiğimizde soruyorum nasıl olacak” dedi.

                                                   Tezgahlar her seçimde, her önseçimde tekrarlandı

Bulduğum cevaplardan ilki güçlü, kararlı, planlı, ses getiren ilçe örgütleri ve bunların yarattığı güçlü bir taban. Başka yerleri bilemem ama Bandırma’yı ve Bandırma CHP’yi bilirim. Çünkü burada eğitildim ve büyüdüm. Bu lokali alan yönetimin üyesiydim. AKP elinden Sedat Başkanla belediyeyi aldığımızda ben yönetim kurulu üyesiydim. Namık Havutça Balıkesir 1.sıra milletvekili olup seçildiğinde ben Bandırma ilçe başkanıydım. 4 yılı aşkın görev yaptım. Ancak bu başarılardan sonra, o zaman ki yönetim kurulumla birlikte aday olmaya kalktığımızda başarılarımızın hiçbir önemi olmadığını ve bu işin parti içi seçim sistemi denilen, yanlışlıklarla dolu ve iyi niyetli olmayan kişilerin uzmanlık alanı olduğunu öğrendim. İşte bu çarpık ve adaletsiz yapıda yönetim kurulumun ortak kararıyla seçime girmedim ve partimin kırılmasına da izin vermedim. Yönetime gelenler ve onları yönetime getirenler kısa sürede birbirlerine düştüler. Ve izlemekten hiç hoşlanmadığım bire bir de yaşadığım tezgâhlar her seçimde, her önseçimde tekrarlandı.

Güç, iktidar ve mevki sahibi olanlar, bu durumlarını, demokratik bir şekilde daha güçlü bir CHP Bandırma yaratmak yerine kendilerine biat eden, sözden çıkmayan, sorun yaratmayan yönetimler yaratmak için kullandılar. Başkanları, yönetim kurulu üyelerini, delegeleri -dikkat edin- kendileri yazdılar, çıkanları desteklemediler, kendileri seçtiler.  Gelecekte mevcut koltuklarını koruyabilmek için bunu yaptılar. Bu süreçte parti kan kaybetti, güçsüzleşti. Bunu önemsemediler. Göreve getirdikleri arasında bunu onlara söyleyecek cesarette kimse yoktu. Dışarıdan bunu söyleyenleri de düşman ilan ettiler. Önceki ilçe kongrelerinde ve önseçimlerde yaşananları sizler benden daha iyi bilirsiniz. Arkadaşlar, İlçe yönetimi, İlçe kongresinden sonra en yukarıdaki CHP karar verici kuruludur. İlçe başkanı da Bandırma da ki tüm CHP’lilerin Grup Başkanıdır. Bu ne demektir biliyor musunuz? Bandırma CHP nin tüm sorumluluğu ondadır.

                                           Kaç kişi, kaç yönetim kurulu üyesi meydanlara geliyor?

Belediye işe almalarında sözden çıkmayacak, hep evet diyecek kişiler akrabalar, güzel maaşlarla çalışmaya başlar. Liyakat, emek, bilgi RAFA kalkar. Gençlik Kolunuz ve Kadın kolunuz küçülür de küçülür. Meydanlara çağıracak üye bulamazsınız. Çağırsanız da gelmezler. Böyle olmadı mı? Meydanlara gelenler, kaç kişiyiz oralarda? Peki, kaç yönetim kurulu üyesi meydanlarda? Kendinize cevap verin. Hal böyle olunca baskı en üst seviyeye çıkar. Sosyal ortamda beğen bile yaptırmazlar üyeye. Bir muhalifin eleştirel paylaşımını mı beğendiniz, hemen bir telefon gelir, sen ne yaptığını sanıyorsun derler. Böyle olmuyor mu? Ben bunları sürekli eleştiriyorum.

Beni eleştirecek yön bulamayınca eften püften nedenler yaratıyorlar. Efendim ben istifa etmişim. Tüm delege seçimlerini bitirdikten, her sandığı tek tek saydıktan sonra, yapılanları gördükten, seçilen arkadaşlar bu adaletsizliği hazmedebildikten sonra, yönetim kurulumun OYBİRLİĞİYLE aldığı bir karardır o. Onurlu bir davranıştır.

Kongre sürecindeyiz, asıl amaçlarımdan birisi genel merkezin değişimine katkı sağlamaktır. Peki, söyleyin bakalım, mahallelerde toplantılar yapıyorsunuz, sözde demokrasi adına listeler alıyorsunuz, ne kadarını yazacaksınız belli değil. Peki, il delegesi ve önseçim delegelerinin de isimlerini alıyor musunuz?

İl delegeliği çok önemlidir. Bandırma 600 üyelik il kongresinin 100 üyesini götürecek. Bu üyelere hâkim olanlar, kurultaya gidecek 18 delegenin seçiminde söz sahibi olacaktır. Ben partimin geleceğini de düşündüğüm için bu delegelerinde kontrolsüz özgür iradeli delegeler olmasını istiyorum.

              Bandırma geleceğin büyük kenti olacak, bu kenti ancak güçlü bir ilçe karşılayabilir

Seçilmişlerin baskısına gücüne boyun eğerseniz genel merkezin bu hatalarına daha çok söylenirsiniz? Belediye başkanları ve milletvekillerini merkez belirleyecek. İstedikleri gücü görebiliyor musunuz? Eğer güçlü bir ilçe olabilirsek buna da müdahale edebileceğiz. Demek ki CHP yi düzeltmek için de önemli bu il delegeleri dolayısıyla ilçe kongremiz.

Bandırma geleceğin büyük kenti olacak, bu kenti ancak güçlü bir ilçe karşılayabilir. 10-20-30 yıl sonrasını düşünmemiz lazım. Genci olmayan parti nasıl hükmedecek geleceğe. Ben gençleri partimde istiyorum. Mustafa Kemalin askerleri onlar. Ama gel deyince gelmezler partiye. Onların yanında olacaksınız, yurdu, yemeği, ulaşımı, sağlığı, eğlencesi ama en önemlisi yönetimlere aday yaparak kazanacaksınız onları. Esnafı sürekli ziyaret edeceksiniz, tek ya da yönetim kuruluyla, Bandırma’nı sokaklarında VİP minibüssüz, korumasız! Sade vatandaş gibi dolaşabilmelisiniz, ama boş ziyaretler olmayacak bunlar, aldığınız dertleri çözeceksiniz. Esnafınızı AVM ve Zincirlere karşı koruyacaksınız. Büyüklerin yanında değil küçüğün yanında olacaksınız. Bunu da yapacağım.

AKP her kademede size saldırıyor. Büyük şehir inim inim inletiyor. Ne zaman çıkardınız üyenizi meydana? Neden çıkaramıyorsunuz? Ulaşımdan, suya, park yerinden, sahil bandınıza kadar her şeyi aldılar, evet yasa gereği yaptılar, ama bu sizin direnme ve protesto hakkınızı kaldırmaz. Direneceksiniz. Ne diyoruz meydanlarda? Direne direne kazanacağız.  Milli bayramlarımızı bile alternatif kutlatıyorsunuz, Atamızın anıtına çelengi KAÇAK koyuyoruz. Partimizi, ülkemizi kuran liderimize kaçak saygı sunuyoruz. Hiç mi içiniz acımıyor? Peki, ne yaptınız bu yasağı delmek için? Sözümdür, İlçe başkanı olduğumda yüzlerce üyemle sabah koyacağım o çelengi. Varsın durdurmaya çalışsınlar. Ve yine sözümdür, 17 Eylül yine tüm STK’larla kortejle kutlanacak! Ve sözümdür her Hafta bandoyla çekilecek o bayrak ve bandoyla inecek. Bunları yapmanızı ne engelliyor?

                                      Bu partide hala umut var dedirtebilmek için aday oldum

Siz beni anlamamışsınız. Ben sessiz çoğunluğun sesini duyurmak için aday oldum. Ne delege seçimleri ne 40 imzayı toplamak umurumda değil. Ben Mustafa Kemal Atatürk’ün partisine oy verenlere, oy vermeyi düşünenlere, kadınlara ve gençlere; bu partide doğruyu söylemekten korkmayanlar ve onları destekleyenler var, BU PARTİDE HALA UMUT VAR dedirtebilmek için aday oldum.

Siz beni ve destekleyen arkadaşları gömmeye uğraşıyorsunuz toprağa. Ama bilmiyorsunuz ki biz tohumuz. Her gömdüğünüzde yeniden açacağız. Bir Ercan gider başka Ercan gelir.

İşte bu durumları yaşayıp 2017 kongresine kadar geldik. Bu kongre öncesi durumdan rahatsız olanlar bir muhalefet hareketi başlattılar. Hareket süresince de bu adaletsizlikleri yapanlarla uzlaşma arayışı içinde oldular. Teklifleri geri çevrildi. Tekrar söyleyeyim, ben sözü edilen harekete son gün davet edildim. Planlayıcıları arasında olmadığım gibi, ikili üçlü sözde uzlaşma görüşmeleri yapan ekiplerde de hiç olmadım. Sadece üyeye açık iki toplantıda çıkıp fikirlerimi söyledim, zaten o da bu ekibin hoşuna gitmedi.

Bu arada genel merkez bir genelge ile güç sahiplerine -ki bunlar seçilmiş belediye başkanları ve milletvekilleri oluyor- ilçe kongrelerine karışmamaları talimatında bulundu. Ancak mevki sahibimiz, bu genelgeyi belirten muhalif temsilcilerine “ben hayatım boyunca taraf oldum yine olacağım” dedi.

Taraf olmak iyidir. Doğrudan, iyiden yana taraf olduğunuz sürece tabi. Ancak taraf olmak başka bir şeydir, istediği kişileri çıkartıp sonra onların “tarafı” olmak farklı şeylerdir. Bunların istedikleri dikensiz gül bahçesi. Kimse onları ve yaptıklarını sorgulamasın istiyorlar. Her şeyin doğrusunu onlar biliyorlar. Ancak demokrasilerde dikensiz gül bahçesi yoktur. Dikensiz gül bahçesi olan partilerde de demokrasi yoktur.

Bu şartlar altında, artık yeter dediğim için, sadece ilkeleri ve bildiğim doğruları savunmak üzere başkan adayı olmaya karar verdim. 2017 kongresinde başkan adayıyım.

Aday olma nedenlerimi açıkladığımda, konuştuğum dostlarım, zamanın az olduğunu, delegasyon seçimlerine hazırlanamayacağımızı ve diğer türlü olumsuzlukları anlattılar. Ben de tek şey dedim; doğru bildiğimi yapacağım, tek başıma olsam da adayım.  Peki o zaman dediler. Risk benim riskim, kimseye bir şey vaat etmedim, özgür irade ve demokrasiden başka. Onlar da istemediler ve sormadılar bile. İşte Siyasi ahlak budur. Doğrunun yanında yer alırsınız. O kadar.

Gelelim bu delege seçimlerinde ne yapacağımıza. Bilirsiniz delege seçimlerinde renkli listeler olur. Havalıdırlar. Yönetim adaysa genelde beyazı alır. Diğerleri beyaz isterse kura çekilir falan filan. Benim böyle bir talebim yok. Diğer ekip (bilerek ekip diyorum, onlar seçenler ve seçilenler diye iki gruptan oluşan bir ekip, kim seçen kim seçilen hepimiz biliyoruz) istediği rengi alabilir hatta isterlerse şeffaf listeye bile basabilirler listelerini. Çünkü benim delege listem olmayacak bu nedenle rengi de yok. Aslında bir rengi olacak ama hangi renk bilmiyorum. Onların seçtiği renk benim de rengim olacak. Ben partilime onların yazdığı listeleri kullanmalarını söyleyeceğim. Benim tek rengim olacak KIRMIZI, o da bu kalemin rengi ve çizmek için. Listede istemedikleri isimleri çizmek ve istediklerini yazmaları için bu kırmızı kalemleri kullanacaklar

Madde 10 a göre delege seçimlerinde oy listeleri elle yazılabilir ya da basılı olabilir. Her iki durumda da partili istemediği üyeleri çizebilir. Delege sayısı kadar üye seçmek zorunda değildir. Daha az sayıda delege yazabilir. Kendini yazabilir, uygun gördüğü arkadaşını yazabilir.  Bu arada delege olmak için dilekçe vermeye gerek yoktur. Üye listesinde adı olan ve oy kullanan herkes aynı zamanda delege de olabilir. Üye delege de olur, delege de seçebilir. Bir kalem yeter. Açıkça soruyorum delege yazmaya cüret edenlere, siz kimsiniz, ister muhalif olun ister iktidar, hangi hakla delege yazıyorsunuz? Telefonla “seni delege yazıyorum”, “listedesin” diyorsunuz. Üyenin aklı tecrübesi yetersiz mi de onun yerine siz yazıyorsunuz? Bu CHP üyesini en hafif deyimiyle hafife almaktır ve kimsenin buna gücü yetmez. Ben başkan adayı olarak diyorum ki partime üye herkesle çalışabilirim. Sizin listeniz diye bir şey yok benim için. Onlar da bu partinin üyeleri ve kim olursa olsun üyemle yönetim kurulunda çalışmak benim için bir şereftir. Bizi asıl güçsüz kılan şey senin listen benim listem demektir. Benim listem yok. Üye kimi seçerse o delegemdir. Delegem kimi seçerse o çalışma arkadaşımdır. NOKTA.

                                        Benim listem yok, kırmızı kalemim var isteyen istediği ismi siler

Sonuç, bu delege seçimlerinde benim listem yok, kırmızı kalemim var. Bu listelerde hak etmeyen olduğunu düşünen üye o ismi siler. İsterse yerine birini yazar istemezse yazmaz. Oylar buna göre hesaplanır.

Artık delegeye baskının sonu gelmiştir. Artık kimseye sadakatini ispatlamak için karşı tarafın listesini getir diyemeyeceksiniz, maalesef.

Bu arada delege listem olmadığı için baskı yapabileceğiniz ve devşirebileceğiniz delege de yok, en azından benim yok. Ama sizin listeleriniz var, ben rahatım, siz delegelerinize sahip çıkın, doğrunun yanında yer almak isteyecekler.

Ben Başkan adaylarının yapacaklarını delegelere anlattığı ve ileride bunların hesabını vereceği seçimler istiyorum. Şu anda bu yok, bir cep telefonu trafiği ile aday seçiyoruz. Kimdir, nedir, ne yapmayı vaat ediyor? Bilmiyoruz. Böyle demokrasi olmaz. Delege kimi neden seçtiğini bilmek zorundadır.

Ben tüm seçilmiş kurullarda, şunu istiyorum ve yapacağım; Yönetim kurulu, kadın kolu, gençlik kolu, il delegeleri, ön seçim delegeleri ve yedeklerinde her iki cinste yarı yarıya olacak %50-%50. Ve bu yarıların da yarısı genç olacak GENÇ. Ancak bu şekilde partiyi geleceğe taşıyabiliriz. Kadınlarımız ve gençlerimiz afiş işçisi, kapı propagandacısı değil, onlar halkın nabzını tutan ve karar mekanizmalarında, yönetim kurullarında, il delegasyonunda olması gereken asıl kişiler. Sakın bana yeterli başvuru yok demeyin. Sizler onları seçmediğiniz için yoklar. Kendilerine söz hakkı ve sıra gelmeyeceğini, erkekleri ve yaşlıları geçemeyeceklerini bildikleri için yoklar. Samimiyetle çağırın listelerinize bakın ne kadar çoklar siz bile şaşıracaksınız.

“Buradan Hodri Meydan Diyorum Atilla Başkana”

Yapmak istediklerimden sadece birisi bu. İşte bu ve bu gibi düşüncelerimi delegemle paylaşmak ve diğer adayında bunu yapmasını istiyorum. Parti içi seçimlerin de değişmeye ihtiyacı var, bunu engelleyen bir madde de yok. İşte size bir öneri daha;Buradan hodri meydan diyorum Atilla başkana. Belediyemize yakınsınız. İsteyin Barış Manço’yu, 400 delegemiz ve isteyen üyelerimiz karşısında anlatalım kendimizi ve birbirimize de soralım. Delege de kendi karar versin kimi seçeceğine, var mısınız?

Göreceksiniz Bandırma, bir değişim başlatabilir, renkli delege listesi garipliğinden kurtulabiliriz ve delegeye seçim yapması ve düşünmesi için uygun imkân yaratabilirsiniz. Bunu engelleyecek hiç bir yasak da yok. Başkan adayları, partililerle ve delegelerle görüşebiliyorlar.

Tekrar ediyorum, çıkalım partilinin karşısına, ben varım. Siz buna cesaret edebiliyor musunuz? VARMISINIZ?Ahmet Türkmen/Serhat Barış

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Bandırma Yaşam En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.