Atakay, “Adalet İçin Dünyanın En Uzun Yürüyüşü Olarak Tarihe Geçti”

CHP Bandırma İlçe Başkanı Atilla Atakay “Adalet Yürüyüşünü” değerlendirerek, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun 430 km lik zor bir yürüyüşü gerçekleştirdiğini ve bu yürüyüşün adalet için yapılan dünyanın en uzun yürüyüşü olarak tarihe geçtiğini söyledi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 25 gün süren Adalet Yürüyüşünün son gününde İstanbul Maltepe Meydanı tarihi günlerinden birini yaşadı. Türkiye’nin her yerinden ( değişik söylemler olsa da) yaklaşık 2 milyona yakın kişi Maltepe Meydanına toplanarak Hak, Hukuk Adalet diye bağırdı. Milyonların katıldığı bu mitinge Bandırma’dan da yaklaşık 300 kişi katıldı.

Katılanlar arasında yer alan CHP Bandırma İlçe Başkanı Atilla Atakay, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu tarafından gerçekleştirilen bu yürüyüşün adalet için yapılmış en uzun yürüyüş olduğunu, aynı zamanda kitlesel olarak en kalabalık yürüyüş olduğunu söyleyerek konu hakkında yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı.

Yürüyüşün amacına fazlasıyla ulaştığını belirten Atakay,”Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu 25 günlük yürüyüşünü gerçekleştirerek tamamladı. Bu gerçekten de zor bir yürüyüştü. Yürüyüşe katıldıktan sonra zorluğunu daha iyi anladık. Biz İzmit-Yarımca etabını yürümüştük. Yaklaşık 12 kilometresi de yağmur altında geçmişti. Ben buradan genel başkanımızı bir kere daha takdir ediyorum. Bu yaşta o performans ve enerjiyle arkasındaki on binlerce insanla 430 kilometrelik bir yürüyüş yaptı. Bu yürüyüş, Dünya’nın en uzun sivil yürüyüşü olarak tarihe geçmiştir.

Bu bir protesto yürüyüşü olmuştur ve neyi protesto ettiğimiz de oldukça açıktır. Mesele sadece Enis Berberoğlu’nun tutuklanması değildir. Bu mesele Adalet ve Kalkınma Partisi’nin geçmişten bu güne getirmiş olduğu adaletsiz uygulamaların bir dışavurumudur. OHAL kapsamındaki kanun hükmünde karar namelerle bu memleket yönetilemez. 3 – 5 aylık denilen OHAL süreci şu an 1 yılını tamamlamak üzeredir. Antidemokratik yasalar ve uygulamalarla memleketimizde mezalim süreci başlamış durumdadır. Dolayısıyla Enis Berberoğlu tutuklanması bardağı taşıran son damladır ama mesele sadece Enis Berberoğlu meselesi değildir. Bu memleketin acil adalete ihtiyacı vardır. Bir hukuk düzenine ihtiyaç vardır.

Sayın Savcılarımızın ve Hakimlerimizin herhangi bir siyasi baskı altında kalmadan karar vermesi gerekiyor. Sadece vicdanıyla karar vermesi gerekiyor. Siyasi otoriteyle hareket etmemesi gerekiyor. Bunun üzerine basmak ve yoğunlaşmak lazımdır. Türkiye hem içerde hem dışarıda izole edilmeye başlanmıştır. Önce bunu anlamak lazımdır. Hükümetin yani iktidarın dikkatini çekmek istiyoruz. Sert ve kutuplaştırıcı söylemlerle bu memleketin bir yere varmayacağını biliyoruz.

Adalet Yürüyüşü geçtiğimiz gün Maltepe Mitingi ile taçlandırıldı. Bandırma’dan 7 küçük ve 1 büyük otobüs yola çıktık. Sivil araçlarla beraber yaklaşık 400 küsur kişi ile katılım yaptık. Ben çok mitinge gittim ama ilk defa bir mitingin böyle dolu dolu ve coşkulu geçtiğini görüyorum. Polisin resmi kayıtlarına göre meydanda 1 nokta 6 milyon kişi var olduğu söyleniyor. GSM operatörlerine göre ise yaklaşık 2 nokta 2 milyon cep telefonunun baz istasyonlarından sinyal aldığı söyleniyor. Yani 2 milyon kişi genelgesiz, memur toplamadan, adam taşımadan, ceplerine yevmiye koymadan, herhangi bir ikramda bulunmadan sadece adalet isteği ile yola çıkmış ve orada toplanmıştır. Bunun sosyolojik tahlilinin yapılması gerekiyor. Bu kadar insan ne istiyor artık kulak kabartılmalıdır. Çünkü artık memleket gerildi ve kutuplaşmalar arttı. Bu kutuplaşmayı ve gerginliği halkımız artık çok fazla kaldıramaz. Dolayısıyla İktidarıyla muhalefetiyle ortak bir söylem ve akıl ile hareket etmemiz gerektiğinin altını çiziyorum.

Genel Başkanımız dün son derece net açıklamalarda bulundu. Bu yürüyüş bir son değildir. Yürüyüş bitti mitingimizi yaptık ama bu yürüyüş aslında bundan sonraki yeni adalet istemi için yapacağımız mücadelelerin de bir habercisidir. Bundan sonra meclisi siz devre dışı bırakırsanız, adaleti devre dışı bırakırsanız, insanlara siyaset yapabilecekleri ve kendilerini ifade edebilecekleri fazla bir alan kalmıyor. Geriye meydanlar, sokaklar ve caddeler kalıyor. Meydanlar, sokaklar ve caddeler halkındır, milletindir. Dolayısıyla buna da dikkat çekmek lazım.

Önümüzde bir 15 Temmuz var. Altını çizerek söylüyoruz. Her fırsatta söylüyoruz. Bu darbe teşebbüsünde bulunan insanların siyasi ayağı ortaya çıkartılmadan bu hesap kapanmaz. Dolayısıyla bu 15 Temmuz cinnetini, o kabus dolu günleri bize yaşatan ordu içerisindeki kendini bilmez insanlar ve bunların siyasi uzantılarının muhakkak meclis araştırma komisyonuyla araştırılması ve ortaya çıkarılması lazım. Yoksa her zaman soru işaretleri kalacaktır. Amacı neydi neye hizmet ediyor, siyasi uzantısı ortaya çıkmadan bu hesap kapanmayacak.”dedi. /Levent Karaçay