“GÖLGELERDEN HAKİKATE” SEMİNERİ BANDIRMA’DA GERÇEKLEŞTİ

“GÖLGELERDEN HAKİKATE” SEMİNERİ BANDIRMA’DA GERÇEKLEŞTİ

Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi ile Bandırma İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü arasında imzalanan işbirliği protokolü kapsamında düzenlenen ‘Gölgelerden Hakikate: Düşüncenin Sonsuz Yolculuğu’ başlıklı seminerler dizisi, son buluşmasını Bandırma Enerjisa Fen Lisesi’nde gerçekleştirdi.

Seminerin konuşmacısı Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Sosyoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Oğuz Düzgün olurken, etkinliğe Bandırma İlçe Milli Eğitim Müdürü Mutlu Aslan, emekli eğitimci Kanver Şener, okul müdürü Taner Yıldırım ve öğrenciler katılım sağladı.

Düzgün, konuşmasında felsefenin temel kavramlarını ele alarak, düşüncenin tarihsel yolculuğunu anlattı. Felsefenin ‘hakikati arayış’ olduğunu belirten Düzgün, Antik Yunan felsefesinin Anadolu topraklarında, özellikle Milet’te doğduğunu vurguladı. Ayrıca, felsefenin kökenlerinin çok daha eskiye, 12.000 yıl öncesine uzandığını belirterek, Göbeklitepe’de yaşanan düşünsel devrime dikkat çekti.

Düzgün “Felsefe, Hakikatin Peşinde Bir Arayıştır”

Düzgün “Bunlarla ilgili, düşüncenin ve felsefenin yolculuğuna dair bazı şeyler söylemeye çalışacağım. Öncelikle, felsefe nedir? Felsefe, hakikatin peşinde bir arayıştır. Kelime olarak ‘philosophia’dan gelir; ‘philo’ sevgi, ‘sophia’ ise bilgelik anlamına gelir. Antik dünyada farklı sevgi türleri tanımlanmıştır. Örneğin ‘agape’ tanrısal sevgi, ‘eros’ insanlar arasındaki sevgi, ‘philos’ ise dostlar arasındaki sevgiyi ifade eder. İşte filozof da bilgelik dostudur. Şu anda sizler de birbirinizin dostusunuz ve bu dostluk, ‘philosophia’nın yani bilgelik sevgisinin bir parçasıdır. Felsefenin yolculuğundan bahsederken, onun doğuşuna da bakmalıyız. Felsefi düşüncenin kökenleri Anadolu topraklarına dayanır. Bugün Aydın ili sınırlarında bulunan ‘Milet’ dediğimiz, antik dönemde önemli bir liman ve ticaret merkeziydi. İnsanların bolca boş vakti vardı ve bu boş vakit, düşünmeyi, sorgulamayı beraberinde getirdi. Hatta günümüzde ‘okul’ anlamında kullandığımız İngilizce ‘school’ kelimesi de bu boş vakit anlamına gelen ‘skhole’ kelimesinden türemiştir. İlk filozoflardan biri olarak bilinen Thales, matematik ve geometri alanında da önemli keşifler yapmış bir isimdir. Ancak felsefe yalnızca Antik Yunan'da başlamadı. Çok daha önceye, insanlık tarihinin derinliklerine inmeliyiz. Örneğin Şanlıurfa’daki Göbeklitepe, yaklaşık 12.000 yıl öncesine tarihlenir ve burada insanlık büyük bir düşünce devrimi yaşamıştır. Göbeklitepe’de ortaya çıkan yapılar, insanların önce tarımı değil, ibadet yerlerini inşa ettiğini göstermektedir. Batı dünyası bu gerçekleri fark etti ve Göbeklitepe üzerine birçok belgesel ve yayın yaptı. Ancak biz, bu toprakların mirasını yeni yeni keşfediyoruz. Batı felsefesi, tek başına Antik Yunan’da doğmuş gibi anlatılsa da aslında Sümer, Babil, Mısır, Hindistan ve Çin’den beslenmiştir. Anadolu, tüm bu düşüncelerin kesiştiği yer olmuştur. Bu konularla ilgilenenler için ‘Black Athena’ (Kara Athena) kitabını okumalarını öneririm. Bu kitap, Batı felsefesinin kökenlerinin aslında Anadolu’da şekillendiğini ortaya koyan önemli bir eserdir. Ayrıca, felsefenin doğuşu ve gelişimi üzerine birçok farklı kaynak da mevcuttur. Okudukça, düşündükçe ve sorguladıkça hakikate bir adım daha yaklaşabiliriz.”

Batı felsefesinin sadece Antik Yunan'da doğmadığını, Sümer, Babil, Mısır, Hindistan ve Çin'den gelen akımların Anadolu'da birleşerek şekillendiğini ifade eden Düzgün, bu konuda ‘Black Athena’ adlı eserin okunmasını tavsiye etti.

Aslan "Felsefe, Hayatı Sorgulamanın Anahtarıdır"

Milli Eğitim Müdürü Mutlu Aslan, bir felsefi program kapsamında öğrencilerle bir araya gelerek felsefenin önemi üzerine düşüncelerini paylaştı. Program kapsamında farklı okullarda da felsefe ile ilgili sunumlar gerçekleştirildiğini belirten Aslan, felsefenin yalnızca sözel veya sayısal alan ayrımına sıkıştırılamayacak kadar geniş bir düşünsel alan sunduğunu vurguladı.

Mutlu "Felsefe, meseleleri sorgulamak, hayatı anlamlandırmak, soyut kavramlarla somut kavramlar arasında bağlantılar kurmakla ilgilidir," diyen Aslan, bu sürecin bireylerin hayatları boyunca devam edeceğini ve entelektüel bir bakış açısının değerini kavramanın önemli olduğunu belirtti. Ancak Türkiye’de "entelektüel" kavramının zaman zaman olumsuz bir algıya maruz kaldığını ifade eden Aslan, entelektüel olmanın bireyin kendine özgü bir düşünce sistemi geliştirmesiyle bağlantılı olduğunu söyledi. Bu noktada, yerel değerlerle evrensel düşünceyi harmanlayarak bireyin kendini geliştirmesi gerektiğini vurguladı.

Programın öğrencilerin felsefeye olan ilgisini artırdığını belirten Aslan, etkinliği düzenleyen Oğuz Hoca’ya teşekkürlerini iletti. Bu tür projelerin gençlerin düşünme becerilerini geliştirmesi açısından büyük önem taşıdığını ifade etti.

Katılımcılar, seminer boyunca felsefenin temel taşlarını ve düşüncenin gelişim sürecini detaylarıyla dinleme fırsatı buldu. Program, öğrencilerin sorularıyla interaktif bir şekilde tamamlandı.

Haber: Serhat Barış