VEREM EĞİTİMİ VE PROPAGANDA HAFTASI

Balıkesir Bandırma Toplum Sağlığı Merkezi Verem Eğitimi ve Propaganda Haftası ile ilgili bilgiler verdi.

Haber Giriş Tarihi:
Haber Güncellenme Tarihi:
https://www.bandirmayasam.com.tr

Balıkesir Bandırma Toplum Sağlığı Merkezi Verem Eğitimi ve Propaganda Haftası ile ilgili bilgiler verdi.

Bu bilgilerde şu ifadelere yer verildi:

“Her yıl Ocak ayının ilk haftasında verem eğitimi için çalışmalar yapılmaktadır. Bu yıl da 07-13 Ocak 2018 tarihleri arası, ‘‘Verem Eğitimi ve Propaganda Haftası’’ olarak belirlenmiştir. Bu haftanın amacı, verem ile ilgili toplumun bilgilendirilmesi ve bu hastalığa karşı bütün kesimlerin dikkatinin çekilmesidir. Bu amaçla; sempozyumlar, konferanslar düzenlenir, okullarda kompozisyon ve resim yarışmaları yapılır, hastalıkla ilgili bilgi verilir. Afişler ve broşürler dağıtılır. Yazılı ve görsel basına bilgi verilir.

Bandırma Verem Savaş Dispanserimiz, 03.01.1963 yılında kurulan Verem Savaş Derneğine ait binanın zemin katında hizmet vermektedir. Tüberküloz hastalarına dernek-dispanser işbirliği ile hizmet verilmekte ve maddi durumu yerinde olmayan tüberküloz hastalarına Bandırma Verem Savaş Derneğimizin desteği ile gıda yardımı ve parasal yardım yapılmaktadır. Dispanserimiz bölgesi Bandırma, Erdek, Manyas, Gönen ve Marmara ilçelerinden oluşmaktadır. Bölge nüfusumuz 281290’dır. 30.11.2017 tarihi itibariyle toplam 58 tüberküloz hastası dispanserimiz kaydına alınmış olup bunlardan 35 tanesinin tedavisi halen devam etmektedir.

Dispanserimiz kaydındaki tüberküloz hastaları doğrudan gözetim yöntemiyle (DGT) tedavi edilmektedir. DGT, görevlendirilmiş bir kişinin hastanın yuttuğu her doz ilacı gözlemlemesi ve bunu izlem formu üzerinde kayda geçirmesi işlemidir. Bu yöntemde hastanın her doz ilacı içtiğinden emin olunmaktadır. Aile Sağlığı Merkezleri (ASM) yakınında oturan hastaların DGT’leri, ASM doktorunun kendisi veya tarafından belirlenmiş gözetim elemanlarınca yapılmaktadır. Hastanın ilaçları yapılan gözetim planına uygun olarak; ASM biriminde, hastanın evinde veya belirlenmiş başka bir yerde gözetimli olarak içirilir. Yakınlarında hiçbir sağlık kuruluşu olmayan hastalar için muhtar, din görevlisi, öğretmen vb. kişiler eğitilerek gözetmen olarak görevlendirilmektedir. Hasta yakınının objektif olamayacağı düşünülerek aile üyelerinin gözetmen olarak seçilmesi, en son tercih edilmektedir.

Verem, bulaşıcı bir hastalık olup tedavi edildiğinde iyileşebilen, tedavi edilmediği takdirde ise ölümle sonuçlanabilen toplumsal bir hastalıktır. Verem mikrobu çoğunlukla akciğerlerde hastalık oluşturmasına rağmen kemik, eklem, beyin, böbrek, omurga, sindirim sistemi, sinir sistemi gibi organ ve sistemlerde de hastalık oluşturabilir. Vücutta en çok akciğerlere yerleşen verem mikropları çoğalarak yaralar oluştururlar. Daha sonra da akciğeri eritmeye başlarlar. Tedavi edilmezse ölüm gerçekleşir. Verem mikropları, mikrop saçan hastaların aksırma, öksürme ve konuşmaları ile etrafa saçılırlar. Etrafa saçılan mikroplar hava akımı olmayan yerlerde iki saat kadar havada asılı kalabilirler. Sağlam insanlar asılı kalma esnasında mikropları soluyarak akciğerlerine alırlar. Verem, ortak kullanılan yiyecek, giyecek ve eşyalarla bulaşmaz. Mikrobu alan hastada yetersiz ve düzensiz beslenme söz konusu ise yani vücut direnci düşükse hastalık hemen belirtilerini göstermeye başlar. İlk etapta halsizlik, çabuk yorulma, iştahsızlık, zayıflama, kuru öksürük, gece terlemesi ve balgam çıkarma görülür. En son aşamada ise kan tükürme görülür. Bu belirtileri kendinde gören insanlar Verem Savaş Dispanserlerine başvururlar. Şüpheli şahıslar burada bir dizi aşamadan geçirilirler. Akciğer filmi çekilir, verem testi (PPD) yapılır, kan testleri yapılır ve en son olarak mikroskop altında balgam incelemesi yapılarak içerisinde verem mikrobu aranır. Yapılan tetkikler neticesinde verem hastalığı saptanan kişilerin tedavileri Verem Savaş Dispanserlerince ücretsiz olarak yapılır. Şu an için dünyada verem hastalığının tedavisinde kullanılan beş çeşit ilaç mevcuttur. İlaçlar düzenli kullanıldığında verem hastalığının tedavisi altı aydır. Bu süre duruma göre daha da uzayabilir. Tedavi 2-3’üncü haftaya ulaştığında hastanın bulaştırıcı özelliği sona erer.

Korunmanın birinci aşaması verem aşısı (BCG)’dır. Ülkemizde verem aşıları iki aylık bebeklere koruma amaçlı olarak bir doz uygulanır. Aşılama dışında yapılabilecekler arasında ise şunları sayabiliriz. Verem mikrobu güneşli ve havadar yerlerde yaşayamadığından havasız ve kapalı yerlerde uzun süre kalınmamalı, ortam sık sık havalandırılmalıdır. Dengeli ve yeterli beslenilmeli, yeterli uyumaya dikkat edilmeli, mümkünse sigara ve içki kesinlikle içilmemelidir. Yerlere tükürülmemeli, tükürenler uyarılmalı, öksürürken ve hapşırırken ağız mendil veya elle kapatılmalı, hasta odalarında uzun süre bulunmaktan kaçınılmalıdır. Veremden korkmak, veremi gizlemek yerine en küçük belirtide dahi en yakın sağlık kuruluşuna müracaat edilmelidir.

DÜNYADA VEREM (TÜBERKÜLOZ) HASTALIĞININ DURUMU

•         Tüberküloz (verem) halen dünya genelinde önemli bir sağlık problemidir.

•         Dünya nüfusunun yaklaşık dörtte biri verem mikrobu ile enfektedir. Bu insanların %10’unda yaşamlarının bir döneminde verem hastalığının ortaya çıkacağı düşünülmektedir.

•         Tüberküloz (TB) erkeklerde kadınlardan daha sık görülmektedir ve çoğunlukla ekonomik olarak üretken yaş grubundaki erişkinleri tutmaktadır.

•         Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) “Küresel Tüberküloz 2017 Raporu”na göre dünya genelinde tüberküloz görülme sıklığı ve tüberkülozdan ölümler (insidans ve mortalite hızları) düşmektedir. Buna rağmen küresel tüberküloz yükü halen çok yüksektir.

•         Rapora göre Dünya genelinde 2016 yılında 10,4 milyon yeni tüberküloz hastası ortaya çıkmıştır. Bunların %90’ı erişkin, % 10’u çocuktur. %65’i erkek, %35’i kadındır.

•         Yeni TB olgularının %64’ü 7 ülkede bulunmaktadır: Hindistan, Endonezya, Çin, Filipinler, Pakistan, Nijerya ve Güney Afrika.

•         Tüberküloz, dünya genelinde en çok ölüme yol açan 10 nedenden birisidir. Aynı zamanda, tek bir bulaşıcı ajandan ölümlerde en üst sırada gelmektedir. DSÖ Raporuna göre 2016’da 1,7 milyon insan tüberkülozdan hayatını kaybetmiştir (HIV+TB hastalarında 0,4 milyon ölüm bu sayının içindedir).

•         Tedavi edilmezse tüberküloz hastalarında ölüm oranı yüksektir. Yapılan çalışmalarda tedavi edilmeyen balgam yayması pozitif akciğer TB olgularının %70’inin 10 yıl içinde hayatını kaybettiği saptanmıştır.

•         2015 yılı hastalarının tedavi sonuçlarına göre Dünya genelinde yeni TB hastalarında tedavi başarısı oranı %83 ’tür.

•         2010-2016 yılları arasında TB tedavisi ile 53 milyon hayat kurtarılmıştır.

•         2016’da 600.000 yeni olgu Rifampisin dirençlidir; bunların 490.000’i ÇİD-TB hastasıdır. Bu dirençli olguların yaklaşık yarısı Hindistan, Çin ve Rusya Federasyonundadır.

•         ÇİD-TB olgularında kür oranı sadece %54’tür.

• Tüm ülkeler için tüberküloz insidans ve mortalite hızları Dünya Sağlık Örgütü tarafından hesaplanmaktadır. Türkiye’nin 2016 yılı TB insidans hızı yüz binde 18, TB mortalite hızı yüz binde 0,62’dir.

TÜRKİYE’DE VEREM HASTALIĞININ DURUMU

• Türkiye’de verem hastalığının görülme sıklığı (insidans) her yıl yaklaşık %5-7 oranında azalmaktadır.

•         2016 yılında verem savaşı dispanserlerine kayıtlı toplam TB vaka sayısı 12.417’dir.

•         2016 yılı TB hastaların %92,1’i (11.442 kişi) yeni TB olgusu, %7,9’u (975 kişi) önceden tedavi görmüş olgulardır.

•         Toplam 12.417 hastanın 7.132’si (%57,4) erkek, 5.285 (%42,6) kadındır.

•         Hastaların 8.248’inde (%66,4) akciğer tüberkülozu varken, 4.169’unda (%33,6) akciğer dışındaki organlar (lenf bezleri, plevra, kemik, böbrek, beyin vb.) tutulmuştur.

•         2016 yılı hastalarının %7,3’ü (904 hasta) yabancı ülke doğumlu hastadır. Yabancı ülke doğumlu TB hastalarında 508 kişi ile (%56,2) Suriye doğumlular birinci sırada gelmektedir. Suriye’den sonra; Afganistan, Azerbaycan, Bulgaristan, Türkmenistan, Irak doğumlular sıktır.

VEREM HASTALIĞININ ETKENİ

•         Veremin etkeni “Mycobacterium tuberculosis” basilidir.

•         Uzun sürede çoğalır, kültürde 2-6 haftada üreyen ve oksijenli ortamda yaşayan bir basildir.

•         Özel boyama yöntemi ile boyanır. Asit ile boyayı vermediğinden aside dirençli basil (ARB) denilir.

VEREMİN BULAŞMASI

•         Verem basilinin kaynağı, tedavi görmemiş veya düzenli tedavi görmeyen aktif akciğer ve gırtlak (larinks) veremi olan hastalardır.

•         Basil hava yolu ile bulaşır.

•         Hasta insanlardan öksürme ve hapşırma ile ortama yayılan mikrobun solunum yolu ile alınması sonucu bulaşır.

•         Tedavi edilmeyen her hasta yılda 10-15 kişiye hastalığı bulaştırır.

•         Balgam yayması (ARB) pozitif bulunan ve akciğerinde kavitesi (yara-kovuk) olan hastalar daha fazla basil saçarlar.

•         Basil kaynağı ile karşılaşma süresi, ortamın genişliği ve havalanması bulaşmada önemlidir.

•         En çok hastanın aile bireylerine ve yakın çalışma arkadaşlarına bulaşma olur.

•         Tedavi ile basil sayısı çok kısa sürede azalır. Hastaların çoğunda ortalama 2-3 haftada bulaştırıcılık yok olur.

VEREM ENFEKSİYONU VE HASTALIĞI

•         Verem enfeksiyonu, basilin vücuda girmesinden sonra 8-10 haftada tüberkülin deri testinin (TDT) pozitifleşmesi ile kendini gösterir.

•         Bu, bir hastalık durumu değildir. Vücutta verem basilinin sessiz durduğu ve adeta hapsedildiği bir durumdur.

•         Vücut direnci düşünce basil çoğalarak hastalanmaya yol açabilir. Verem enfeksiyonu olan insanların yaklaşık %10’unda yaşamlarının bir döneminde verem hastalığı gelişir.

•         Hastalığın gelişmesine yol açan vücut direncini düşüren hastalıklar ve etkenler vardır. HIV/AIDS vücut direncini en çok kıran hastalıktır. Bunun dışında şeker hastalığı, böbrek hastalığı, bazı kanserler, ilaç ve alkol bağımlılığı, sigara, madenci hastalığı ve diğer bazı ciddi kronik hastalıklar da vücut direncini düşürür. Bebeklerde ve yaşlılarda da vücut direnci düşük olduğundan hastalanma fazla olur.

•         Veremle ilgili klinik bulguların ortaya çıktığı duruma verem hastalığıdenilir.

•         Verem hastalığı vücudun bütün organlarını tutabilir ancak en çok akciğerlerde görülür (%60-70). Hastalığın tuttuğu diğer organlar arasında en sık görülenler; akciğer zarı, lenf bezleri, kemikler, böbrekler ve beyin zarlarıdır (menenjit).

VEREM HASTALIĞININ BELİRTİLERİ

•         Genel yakınmalar: Halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı, çocuklarda kilo alamama, gece terlemesi.

•         Solunum sistemi yakınmaları: Öksürük, balgam, öksürükle kan tükürme, göğüs-sırt-yan ağrısı, nefes darlığıdır.

•         Gırtlak veremi ses kısıklığı yapabilir.

•         Diğer organları tutan verem hastalığında ilgili organa ait bulgular olabilir (lenf bezi büyümesi, idrarda kan, eklemde şişlik vb.).

•         İki- üç haftadan uzun süren ve non-spesifik antibiyotik tedavisi almış olmasına rağmen klinik yanıt alınamayan öksürükte verem hastalığından şüphelenmek gerekir.

VEREM TANISI

•         Verem hastalığının kesin tanısı, balgamda verem mikrobunun gösterilmesi ile konulur. Basilin mikroskopta gösterilmesi ya da kültürde üretilmesi gereklidir.

•         Hastanın semptomları ve röntgen bulguları, hastalıktan şüphelenmeyi sağlar. Semptomlar yavaş gelişir.

•         Akciğer veremi akciğer röntgen filminde bazı belirgin değişikliklere yol açar. Bu değişiklikler doktorun veremden şüphelenmesine yol açar.

•         Verem tanısında kullanılan deri testi (TDT) vücutta mikrobun olduğunu gösterir. Enfeksiyon veya hastalık olabilir. Bu konudaki değerlendirmeyi ilgili doktor yapar.

BİLDİRİM VE KAYIT

•         Tüberküloz, bildirimi zorunlu bir hastalıktır. Tüm sağlık kurum ve kuruluşlarında tanı konulan hastaların 24 saat içinde Halk Sağlığı Müdürlüğüne (Toplum Sağlığı Merkezine) bildirilmesi gereklidir.

•         Tanı konulan tüm verem hastaları verem savaş dispanserinde kaydedilir.

VEREMİN TEDAVİSİ

•         Toplum Sağlığı Merkezi Verem Savaşı Dispanseri Birimlerinde (VSD) veremin teşhis ve tedavisi ücretsizdir.

•         Veremin tedavisi standarttır. Bu standart tedavi, hastanede ya da dispanserde aynı şekilde düzenlenir.

•        Yeni verem hastalarının tedavisinde standart tedavide genellikle iki ay 4 farklı ilaçla ve dört ay 2 ayrı ilaçla olmak üzere 6 aylık tedavi uygulanmaktadır.

•        Tedavide kullanılan bütün ilaçlar verem savaşı dispanserlerinden ücretsiz verilir.

•        Tedavide verilen ilaçların düzenli içilmesi çok önem taşır. Çünkü hastaların bir kısmı tedaviyi terk etmekte ve toplumda basil saçmayı sürdürmektedirler.

•        Hastanın ilaçlarını içtiğinden emin olmak için her doz ilacı bir sağlık personelinin veya başka bir görevlinin gözetiminde içirtmek en uygun yoldur. Buna doğrudan gözetimli tedavi (DGT) denilir.

•        Tedavinin dispanserde ya da hastanede başlanması gerekir. Aylık takiplerinin de dispanserde yapılması uygundur. Tedaviyi sonlandırana kadar özenle sürdürmek gerekir.

DİRENÇLİ VEREM

•        Tüberküloz tedavisinde ilaçlar eksik ya da düzensiz kullanılırsa hastalık iyileşmez. Tam tersine tedavisi güç bir duruma gelir. Bu duruma dirençli tüberküloz denir.

•        Özellikle çok ilaca dirençli tüberküloz (ÇİD-TB) (İzoniyazid ve Rifampisin’e direnç) tüm dünyada önem arz etmektedir.

•        DSÖ tahminlerine göre Dünya genelinde yeni olguların %4,1’i ve önceden tedavi görmüşlerin %19’u ÇİD-TB’dir.

•        Türkiye’de 2016 yılında tespit edilen 12.417 vakanın 200’ü çok ilaca dirençli tüberküloz hastasıdır. Bunların 115’i yeni olgu iken 85’i önceden tedavi görmüş olgudur. Toplam TB vakalarında ÇİD- TB oranı %3,3; yeni olgularda %2,1 ve önceden tedavi görmüş olgularda %14,2’dir.

•        200 ÇİD-TB vakasının %70,5’i erkek (141 hasta), %29,5’i (59 hasta) kadındır. Hastaların 164’ü (%82,0) Türkiye doğumlu iken, 36’sı (%18,0) yabancı ülke doğumludur.

•        Dirençli tüberkülozun daha ileri aşamasında bazı ikinci seçenek ilaçlara da direnç gelişmektedir, bu duruma yaygın ilaç direnci denmektedir (YİD-TB). DSÖ tahminlerine göre ÇİD-TB olgularından %6,2’si yaygın ilaç dirençlidir.

•        Türkiye’de 2016 yılında tespit edilen 12.417 vakanın 9’u yaygın ilaç dirençli tüberküloz hastasıdır. Bu hastaların 8’i yabancı ülke doğumludur (Azerbaycan, Türkmenistan, Romanya, Rusya, Kırgızistan, Tacikistan). Hastaların 4’ü erkek, 5’i kadındır.

•        Ülkemizde dirençli verem hastalarının tedavisi Ankara Atatürk, İstanbul Yedikule, İstanbul Süreyyapaşa, İzmir Suat Seren Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastaneleri ve bazı üniversite hastanelerinde yapılmaktadır.

TEMASLI MUAYENESİ ve KORUYUCU TEDAVİ

•        Bulaştırıcı verem hastası ile aynı havayı paylaşan ve verem basiline maruz kalan kişilere “temaslı” denilir.

•        Verem hastası ile teması olan kişide enfeksiyon gelişimini önlemek ve verem enfeksiyonu olan kişide verem hastalığı gelişimini önlemek amacıyla koruyucu ilaç tedavisi verilmektedir.

•        Verem hastasının aile bireyleri ve diğer temaslıları dispanserlerde ücretsiz olarak muayene edilir ve gerekli tetkikleri yapılır.

•        Temaslı muayenesi sonucunda hasta olduğu tespit edilenlere tedavi edilir.

•        Hasta olmayan fakat verem olma riski taşıyan kişilere koruyucu ilaç tedavisi verilir.

•        Koruyucu ilaç tedavisi tek ilaçla ve 6 ay süreyle verilir. Bu tedavinin hastalanmayı %90’a varan oranda önlediği bilinmektedir.

VEREM AŞISI - BCG (BACİLLE CALMETTE GUERİN)

•        BCG aşısı özellikle çocuklarda kanla yayılan ve ağır seyreden verem hastalığını (menenjit ve miliyer TB) önlemede çok etkilidir.

•        Ülkemizde BCG aşısı doğumdan sonra 2. ayını bitiren bebeklere aile sağlığı merkezleri ve verem savaşı dispanserlerinde ücretsiz olarak yapılmaktadır.

•        Aşı zamanı geçirilirse, 6 yaşa kadar yapılabilir, ancak bu durumda önce tüberkülin deri testi (TDT-PPD) yapılması gerekir.

 

BANDIRMA TSM VEREM SAVAŞ DİSPANSERİ BÖLGESİNDE VEREM DURUMU

30.11.2017 tarihi itibariyle 2017 yılında toplam 58 tüberküloz hastası dispanserimiz kaydına alınmış olup bunlardan 35 tanesinin tedavisi halen devam etmektedir. Tüberküloz hastalarının bölgelere göre dağılımı ve konu ile ilgili istatistiki veriler aşağıdadır.

01.01.2017-30.11.2017 ARASINDA TEDAVİYE ALINAN VEREM HASTALARININ DAĞILIMI

İ l ç e l e r

Toplam Tbc Hst

Sağ.Personeli DGT’si

Ev DGT’si

DGT Uygulanamayan

Bandırma

32

30

0

2

Erdek

4

4

0

0

Manyas

1

1

0

0

Marmara İlçesi

1

1

0

0

Gönen

20

19

0

1

TOPLAM

58

55

0

3

2017 YIL

HASTALARININ HASTALIĞIN YERİ VE İLÇELERE GÖRE DAĞILIMI

İLÇELER

Akciğer Tbc

Akciğer Dışı Tbc

Akciğer + Akciğer Dışı Tbc

ÇİD Tbc

TOPLAM

Bandırma

21

7

3

1

32

Gönen

16

4

0

0

20

Erdek

4

0

0

0

4

Manyas

0

1

0

0

1

Marmara

1

0

0

0

1

TOPLAM

42

12

3

1

58

2017 YILI TBC HASTALARININ DAĞILIMI

Akciğer Tbc............................................ 42                    Akciğer Dışı Tbc................. 12

Hem Akciğer + Hem de Akciğer Dışı Tbc                    3 ÇİD (Çok İlaca Dirençli Tbc)—1

30.11.2017 İTİBARİYLE TEDAVİSİ DEVAM EDEN TBC HASTALARININ DGT DURUMLARI

İ l ç e l e r

Toplam Tbc Hst

Sağ.Personeli DGT’si

Ev DGT’si

DGT Uygulanamayan

Bandırma

20

19

0

1

Erdek

1

1

0

0

Manyas

0

0

0

0

Marmara İlçesi

1

1

0

0

Gönen

13

13

0

0

TOPLAM

35

34

0

1

01.01.2017-30.11.2017 TARTHLERT ARASI ISTATISTIKI VERİLER

Yapılan Poliklinik Sayısı

3195

Sevk Edilen Hasta Sayısı

17

Değerlendirilen Film Sayısı

1955

Verilen Sağlık Raporu Sayısı

1768

Direkt Yöntemle İncelenen Balgam Sayısı

117

Kültür İçin Bölge Laboratuvarına Gönderilen Balgam Numunesi Sayısı

36

Yapılan PPD Sayısı

349

Tüberküloz Tedavisine Alınan Hasta Sayısı

58

Koruma Tedavisine Alınan Hasta Sayısı

79

BANDIRMA TSM VEREM SA VAŞ DİSPANSERİ (Yerel basında yer almak üzere Verem Savaş Dispanseri Birimimizce düzenlenmiştir.)