Bandırma sahil bandındaki gerçekleştirilen bu anlamlı etkinliğe, Bandırma Kaymakamı Engin Aksakal, Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Boz, Bandırma Belediye Başkanı Dursun Mirza, Cumhuriyet Başsavcısı Cüneyt Demirdaş, İlçe Jandarma Komutanı Binbaşı Ahmet Tunç, İlçe Emniyet Müdürü Mesut Demirdaş, Kent Konseyi Başkanı Dr. Murat Ergöz ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Tören, Bandırma Belediyesi Halk Oyunları ekibinin kısa gösterisiyle başladı. Ardından, Bekir Sami Günsav’ın torunları arasında yer alan Bekir Sami Günsav ve Kafkasya Araştırma Kültür ve Dayanışma Vakfı Başkanı Agaşe Muhittin Ünal, anıtın yapılış süreci hakkında konuşmalar yaptı. Ünal, heykeltıraş Murat Daşkın tarafından 2022 yılında yapılan anıtın, Bandırma Belediye Başkanı Dursun Mirza’nın desteğiyle hayata geçirildiğini belirterek teşekkür etti.
Bandırma Belediye Başkanı Dursun Mirza da konuşmasında, Millî Mücadele kahramanlarının önemine değindi: "Geçmişi unutmamak ve Kuvay-ı Milliye kahramanlarını gelecek kuşaklara aktarmak çok önemli. Bekir Sami Günsav, Kuvay-ı Milliye hareketini Bandırma'da başlatarak direnişi örgütleyen kahramanlarımızdan biridir. Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm Millî Mücadele kahramanlarını rahmetle anıyor, Bandırma’ya hizmet etmekten mutluluk duyuyorum" dedi.
Konuşmaların ardından, protokol üyeleri anıtın açılışını gerçekleştirdi.
Bekir Sami Günsav kimdir?
Bekir Sami Bey, Kuzey Kafkasya'dan Anadolu'ya göç eden ve Manyas'a bağlı Haydar köyüne yerleşen Çerkeslerin Ubıh boyuna mensup Zarakho ailesinden, Gubzeç Hasan Bey'in oğlu olarak 1879 yılında doğmuştur. Bursa Askeri Lisesi'ni bitirdikten sonra Harp Okulu'na girmiş ve 17 Ocak 1900 tarihinde 421 öğrenci arasından 17. sırada piyade teğmeni olarak mezun olmuştur.
İzmir'in işgalinden üç gün sonra, 18 Mayıs 1919 akşamı, eski Bahriye Nazırı Hüseyin Rauf Bey (Orbay) ile Bekir Sami Bey, 20 Mayıs sabahı Harbiye Nazırı Şevket Turgut Paşa ve Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Reisi Cevat Paşa'yı ziyaret eder. Şevket Turgut Paşa, Bekir Sami Bey'i 56. Tümen Komutanlığı'na asaleten ve 17. Kolordu Kumandanlığı'na vekâleten atamaya karar verdiklerini, atama kararının da ardından gönderileceğini sözlü olarak tebliğ eder.
Bu görevde kendisinden beklenen ise; merkezi İzmir'de iken işgal sırasında İzmir'den çıkıp dağılan 17. Kolordu'nun toparlanması ve yeniden düzenlenmesi, yöredeki cephane depolarının yurdun iç kısımlarına taşınması ve işgal güçlerine karşı halkın direniş için uyarılmasıdır. Düşmanla silahlı çatışmaya girmekten mümkün olduğunca sakınması gerektiğini de özellikle vurgular. Ardından, Bekir Sami Bey'e bu göreve başlayınca neler yapmayı düşündüğünü sorar. Bekir Sami Bey de bu soruya, "Vatanım neyi emrediyorsa," yanıtını verir. Bu cevap üzerine Şevket Turgut Paşa, makam masasından çıkardığı 1000 Türk Lirası'nı vererek elinde ancak bu kadar para olduğunu belirtir ve babacan bir tavırla şunları söyler: "Haydi, oğlum, vatanın neyi emrediyorsa onu yap. Hükümetin belki seni koruyamaz. Belki çok kötü durumlara düşersin, üzülme! Vatanın emrini yapanlar her devirde aziz ve mübarek olurlar, sen de aziz ve mübarek ol."
21 Mayıs 1919 sabahı erkenden Gülnihal Vapuru ile Bandırma'ya gitmek üzere yola çıkarlar. Hamit Şevket (İnce) ve Yüzbaşı Süleyman Sururi Beyler ile vapurda tanışıp aynı amaçla çalışmak üzere anlaşırlar. Öğleden sonra Bandırma'ya vardıklarında, Rum evlerinin Yunan bayrakları ile süslenmiş, caddelerin de bayraklarla donatılmış ve tören takları kurulmuş olduğunu görürler. Türk kesimi ise iyice sindirilmiştir. İlk iş olarak, 17. Kolordu Kumandanı Vekili olarak Bandırma'ya geldiğini, bölgedeki askeri ve idari tüm makamlara tebliğ eder. 22 Mayıs sabahı, ilk iş olarak 61. Tümen Komutan Vekili Yarbay Refet Bey'i çağırtıp sert bir üslupla Millî Mücadele'nin ilk uygulamalı emirlerinden birini verir:
"Burası Türkiye'dir. Burada sadece Türk Bayrağı dalgalanabilir. Bir başka ülke bayrağının dalgalanmasına izin vermek alçaklıktır. Üç saat içinde tüm Yunan bayrakları indirilecek, kurulu taklar yıkılacak, karşı koyan olursa öldürülecektir. Aksi halde ben sizi öldüreceğim."Yarım saat içinde halkın da desteğiyle tüm bayraklar indirilir, tören takları yıkılır. Öğleden sonra memur, esnaf ve halkın toplandığı Haydar Çavuş Camii'nde etkili ve halkı heyecanlandıran bir konuşma yapıp sözlerine şöyle son verir: "Ey Müslümanlar! Eğer bu camide çan görmek, ailelerinizi Yunan palikaryalarının koynunda görmek istemiyorsanız, haydi silâh başına. Ya düşmanları öldüreceğiz ve bu vatan bize kalacak ya da biz öleceğiz. "Burası Türkiye'dir. Burada sadece Türk Bayrağı dalgalanabilir. Bir başka ülke bayrağının dalgalanmasına izin vermek alçaklıktır. Üç saat içinde tüm Yunan bayraklar indirilecek, kurulu taklar yıkılacak, karşı koyan olursa öldürülecektir. Aksi halde ben sizi öldüreceğim."
Yarım saat içinde halkın da desteği ile tüm bayraklar indirilir, taklar yıkılır. Öğleden sonra memur, esnaf ve halkın toplandığı Haydar Çavuş Camii'nde etkili ve halkı heyecanlandıran bir konuşma yapıp sözlerini şöyle bağlar:
"Ey Müslümanlar! Eğer bu camide çan görmek, ailelerinizi Yunanpalikaryalarının koynunda görmek istemiyorsanız, haydi silâh başına. Ya düşmanları öldüreceğiz ve bu vatan bize kalacak ya da biz öleceğiz. Bu vatanı alanlar burada tek Türk bırakmayacak. Bilin ki her yabancı bayrak düşmandır."
Haber: Serhat Barış